Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Resûlullah, mütevâzı idi
7/2/2011

Hindistan Evliyâsından Kerîmüddîn Bâbâ Hasan Ebdâlî hazretleri, şöyle anlatıyor:
Allahın Sevgilisi gâyet edebli ve mütevâzıydı. Herhangi Müslümânla müsâfaha ettiğinde, o kişi elini çekmedikçe mübârek elini ondan ayırmazdı.

O, yüzünü çevirmedikçe de, mübârek yüzünü ondan çevirmezdi. Bir kimsenin yanında oturacak olsa, iki diz üzerine otururdu.

Fahr-i kâinât Efendimiz sabah namâzını mescitte kıldırıp dışarı çıktığında, Medîne çocukları başına üşüşür, su dolu kaplarını önüne uzatarak, mübârek parmağını o sulara daldırmasını isterlerdi.

Kış ve soğuk olsa da onları kırmaz, isteklerini yerine getirirdi.
Küçük bir kız çocuğu mübârek elinden tutup bir iş için götürmek isteseydi, gider işini hallederdi.

O, herkese karşı fevkalâde şefkatliydi. Bir gün Enes bin Mâlikle bir yere gidiyorlardı. Üzerinde Yemen kumaşından bir paltosu vardı.

Arkadan câhil bir köylü geldi ve mübârek yakasından tutup kuvvetlice çekti. Öyle ki, paltonun yakası çizip, iz yaptı mübârek boynunda.

Meğer zekât malından birşeyler istiyecekmiş. Efendimiz aleyhisselâm, bu kaba hareketinden dolayı hiç kızmadı ve azarlamadı.Sâdece tebessüm edip, birşeyler verilmesini emretti, o kadar.

İşte şefkat budur.
Merhamet budur.

Nitekim Uhud cenginde de öyle olmuştu. Kâfirler Efendimiz hazretlerine, öldürmek maksadıyla vurup, bir dişini kırdılar da, O yine kızmadı onlara.

Aksine acıyıp;
"Yâ Rabbî! bilmiyorlar, bilseler yapmazlar. Sen onları affeyle!" diye dua buyurdu.


www.gonulsultanlari.com