Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Dâvûd kim oluyor ki
8/21/2011

Birgün Dâvûd-i Tâî hazretleri, Ca'fer-i Sâdık hazretlerine;
"Ey Resûlullahın torunu! Bana nasîhat eder misiniz?" dedi.

Hazret-i Ca'fer;
"Ey Dâvûd, sen zamanımızın zâhidisin, benim nasîhatime ihtiyâcın olmaz" buyurdu.

Dâvûd-i Tâî;
"Ey Ca'fer! Sen Resûlullahın mübârek kanını taşıman hasebiyle, bütün insanlardan üstünlüğün vardır. O'nun için hepimize nasîhat etmen lâzım değil midir?" deyince de;

"Ey Dâvûd, ben kıyâmet gününde dedem Resûlullahın yakama yapışıp da; (Ey oğlum! Allahü teâlânın rızâsını kazanmak, soyla, neseble olmaz. O'nun emirlerini yapmak, yasaklarından kaçınmakla olur) buyurmasından korkuyorum" dedi.

Dâvûd-i Tâî bu sözleri işitince;
"Yâ Rabbî! Peygamberimizin mübârek kanını taşımak şerefine kavuşan bir zât böyle olursa, Dâvûd kim oluyor ki, amelini beğensin" dedi ve çok ağladı.

HİKMETİ NE?

Bir kişi, Abdullah bini Mübârek'e;
"Dâvûd-i Tâî'nin hâli nedir ki, ismi dillerde dolaşır, her yerde şan ve şöhretinden konuşulur. Halbuki onun gibi çok kimseler var ki, dereceleri pek yüksektir" dedi.

İbn-i Mübârek;
"Bunun sebebi, kalbinin tamâmen Allah sevgisiyle dolu olması, O'ndan gayri hiçbir sevginin kalbinde olmamasıdır" buyurdu.

İKİ ORGAN

Bir gün de;
"Efendim, çok kimsenin Cehenneme girmesine sebep olan şey nedir?" diye sorduklarında;
"Dili ve tenâsül organıdır" buyurdu.


www.gonulsultanlari.com