Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Yâ Ali! Benim omuzuma çık
18.03.2013

Resulullah Efendimiz Mekke-i Mükerreme'yi fethettiler.
Mekke'de yüz kırk put vardı.
Hepsi yüzüstü düştüler.
Kâbe-i şerifin içinde büyük bir put vardı.
Taştan yapılmıştı.
Yalnız o ayakta kaldı.
● ● ●
Zira çok ağırdı.
Hayber'in demir kapısından daha ağırdı.
Zincir ve çivilerle tavana ve duvara bağlamışlardı.
Resûl-i Ekrem Efendimiz Kâbe-i şerife geldi.
Hazret-i Ali'yi çağırdı.
● ● ●
Ve kendisine, "Yâ Ali! Benim omuzuma bas ve bu putun zincirlerini yerinden kopar" buyurdu.
Hazret-i Ali durakladı.
Ve "Yâ Resulallah! Ben kimim ki ayağımı mübarek omuzunuzun üzerine koyayım. İşte benim omuzun, işte başım. Siz benim omuzuma basınız" diye arzetti.
● ● ●
Efendimiz dinledi.
Ona sevgiyle baktı.
Ve "Yâ Ali! Sen benim nübüvvet ve risalet yükümü çekemezsin. Onun için sen benim omuzuma bas" buyurdu.
Ali bin Ebi Talip:
"Peki yâ Resulallah!" dedi.
● ● ●
Efendimiz eğildi.
Hazret-i Ali, Resulullah'ın mübarek omuzuna bastı ve taştan yapılan o koca putun zincir ve çivilerini söküp attı.
Efendimiz memnun oldu ve "Yâ Ali! Emrettiğim işi mertce yaptın" buyurdu.
Hazret-i Ali sevindi.
Ve o sevinçle:
"Yâ Resulallah! Ben öyle bir yerdeyim ki eğer emrederseniz gökteki ay'ı ve güneşi bile çeker alırım" dedi.


www.gonulsultanlari.com