Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Benimki farz olur, sizinki nafile
9/13/2015
Bir gün Yavuz Sultan Selim Han’ın kızı ve efendisi sadrazam Lütfü paşa, Yanya'dan İstanbul'a doğru yola çıkarlar.
Ancak yolda “eşkıya” pusu kurmuştur.
Âniden baskına uğrarlar.
Kurtulmaları zordur.
Zira hem yalnızdırlar.
Hem de silâhsız.
Çaresizdirler!
O anda Merkez Efendi belirir yanlarında.
Şaşırırlar.
Mübarek zat inanılmaz bir “heybet” ve “azametle” ortaya çıkar!
Onu görür eşkıyalar.
Her biri bir yana kaçar!
Hatta korkudan titrer bedenleri!
Bir anda terkederler o yeri.
Lütfü Paşa ve hanımı kurtulurlar.
Ama birşeyi anlayamazlar.
Merkez Efendi, nasıl ve nerden gelmiştir oraya?
Bunu düşünürken onu göremezler.
Zira kaybolmuştur gözden...
Onlar görürler bu hadiseyi.
Daha çok severler bu veli’yi.
Ve İstanbul-Bahariye’de bir cami inşa ettirirler.
Câmiye, “onun ismini” verirler.
● ● ●
Bu zat ömründe hiç cemaatsiz namaz kılmamıştır.
Eğer cemaate yetişemezse namazı cemaatle kılanlara;
“Gelin, size imam olayım, benimle bir daha kılın” der.
Sorarlar:
“Olur mu böyle?”
“Olur olur” buyurur. “Benimki farz olur, sizinki nafile.”
www.gonulsultanlari.com