Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Sevmek böyle olur
12.02.2009

Ebül Hüseyin Nuri hazretleri rahime-hullahü teâlâ Bağdatta yaşıyordu.
İsfehanda bir genç de işitti bu zatı.
Hallerini öğrenip, bin canla âşık oldu.

Ve koştu babasına:
- Ben Bağdata gideceğim babacığım.
- Bu da nereden çıktı oğlum?

- Orada bir Evliya zat varmış. Onu göreceğim.
- Hayır gidemezsin!

- Ne olur babacığım.
- Hayır dedim.

Adam, İsfehanın en zenginiydi. Metodu değiştirip, dünyalık serdi önüne.
- Gitmezsen, sana bir köşk alırım.
- İstemem.

- İçini eşya ile donatırım.
- Mühim değil.

- Hizmetçilerin olsun.
- Hiçbiri gözümde yok.

Adam çaresizdi.
- Pekâlâ, nereye istersen git! dedi.

Genç, sevinçle çıktı yola.
İçindeki aşk ile dere tepe koşuyordu.

O esnada Ebül Hüseyin Nuri hazretleri, dergahtaki talebelerine;
- İsfehandan bize bir gelen var, buyurdu.

- Kim geliyor efendim? dediler.
- Genç bir âşık. Onun aşkı ibrettir hepimize. Kalkın, geleceği yolları süpürün, temizleyin ki incinmesin ayakları.

Kalktılar, süpürdüler yolları.
Az sonra genç geldi.
Âşık, maşukuna kavuşmuştu.

Sordu büyük zat:
- Nereden geliyorsun oğlum?
- İsfehandan efendim.

- Ne zamandır yollardasın?
- Üç gün, üç gecedir.
- Peki, baban, gelmemen için sana köşk alsaydı, yine gelir miydin?

Çocuk şaşırdı:
- Teklif etti efendim, ama ben istemedim.

- İçini eşya ile donatsaydı?
- Söz verdi, kabul etmedim efendim.

- Hizmetçilerin olsun, deseydi?
- Ona da aldırmadım efendim, dedi.
Ve başladı ağlamaya.

Ellerine sarılıp;
- Köşkü de, eşyası da, hizmetçisi de onun olsun efendim. Ben size geldim. Sizdedir benim ebedi saadetim, dedi.


www.gonulsultanlari.com