Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2010 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Yardım edebilir miyim?
2/23/2010

Arif-i Rivegeri "rahime-hullahü teâlâ", gençliğinde derslerini çok iyi yapıyor, hocaları kendisini çok sevip takdir ediyorlardı.

O yörede Abdülhalık-ı Goncdevani adında çok büyük bir Veli de vardı ama henüz Onun büyüklüğünü bilmiyor, başka hocalardan ders görüyordu.

Bir gün, Abdülhalık-ı Goncdevani hazretleri çarşıdan öteberi almış, evine dönüyordu ki, genç Arif gördü Onu.

Edeble yaklaşıp;
- Efendim, müsade ederseniz yardım edeyim, dedi.

Kabul edip elindekilerini verdi ona.
Birlikte eve geldiler.

Orada, ona muhabbetle bakıp;
- Sağol evladım. Bir saat sonra gelirsen, birlikte yemek yeriz, buyurdu.

- Peki efendim, deyip ayrıldı.
Ama çok sevmişti kendisini.
Bir saat sonra geldi tekrar.
Yemek yiyip, sohbet ettiler.

Sohbetten öyle tad aldı ki, o günden sonra gitmedi artık medreseye.
Çünkü aradığını bulmuştu.
Ona gönülden âşık olmuş, Ondan başkasını görmüyordu gözü.

Ama medrese hocaları kızıyorlardı ona.
Hatta bir tanesi baskı yapıyor, ağır sözler söylüyordu kendisine.

Bir gün, o hoca onu yolda görüp;
- Çabuk mektebine dön! dedi hiddetle.

Fakat kendisi, bir gün evvel bir günah işlemiş, tövbe de etmemişti.

Arif-i Rivegeri
üstün firasetiyle bunu anlayıp;
- Efendim, siz benimle uğraşacağınıza, oturup dünkü günahınıza tövbe edin, deyiverdi.

O bunu işitince, şaşırdı birden.
Utandı, mahcub oldu.
İyi de nerden biliyordu günah işlediğini?
Merak edip araştırdı.

Ve bu kerametin, ona nereden geldiğini anlayıp koştu o kapıya.
Abdülhalık-ı Goncdevani hazretlerinin yanında tövbe edip, talebesi olmakla şereflendi.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
14.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı