Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2010 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Sofra ve yemekler
5/26/2010

Macid-ül Kürdi hazretlerinin oğlu anlatıyor:
Babamla aynı evde kaldığımız zamanlarda kapımıza kim gelse, karnını doyurur ve giderdi sevinerek.

Bir gün, yine bir çok fakirler gelip çok aç olduklarını söylediler babama.
Babam bana dönüp;
- Gir şu küçük odaya. Oradaki sofrayı alıp buraya getir! dedi.

Çok şaşırdım.
Zira az önce o odadaydım ve yerdeki kilimden başka bir şey yoktu odada.
Ama yine de itiraz etmedim.

- Peki, deyip odaya girdim.
Bir de ne göreyim. Mükellef bir sofra duruyor odanın ortasında.
Üzerinde çeşit çeşit yemek ve meşrubat vardı üstelik.
Getirip koydum fakirlerin önüne.

Oturup bir güzel yediler.
Ve Allah'a şükredip, babama da teşekkür ederek ayrıldılar.
Az sonra, otuz fakir daha geldi.

Babam, yine emretti bana:
- Git şu odadaki sofrayı getir!

Tereddütsüz girdim odaya.
İkinci sofrayı da kucaklayıp getirdim misafirlerin bulunduğu yere.
Onlar da yemekleri yiyip, geri gittiler.
Ben alışıktım bunlara.
Hiç yadırgamıyordum artık.

RAHAT ETMEK İÇİN

Bu zat bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, dünya ve ahirette rahat etmek, İslâmiyete uymaya bağlıdır, buyurdu.

Ve açıkladı bunu:
- Görünen görünmeyen bütün iyilikler, Resulullah Efendimize tâbi olmaya bağlıdır. Fakat bu iş bilgi ister. İslâmiyet ilim dinidir. Bilmeden Müslümanlık olmaz. Resulullaha uyabilmek için Onun dinini iyi bilmek gerekir. Bilmezsek nasıl uyacağız?

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
14.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı