Davud-i Tai hazretlerinden bir kiÅŸi nasihat istedi.

Ona cevaben;
- Bu dünyaya, burada kalacağın kadar, âhirete de orada kalacağın kadar çalış. AteÅŸe dayanacağın kadar günah iÅŸle. Allahü teâlâya, muhtaç olduÄŸun kadar ibâdet eyle, buyurdu.

Bir gün pazara çıkmıştı.
Hurma gördü bir satıcıda.

Almak istedi. Ama parası yoktu.
- Bana bir dirhem kıymetinde hurma ver. Parasını yarın vereyim, buyurdu.

Ancak satıcı tanımıyordu Onu.
- Veresiye satmıyorum, dedi.

Bu cevabı alınca ayrılıp gitti oradan.

Komşu satıcılar;
- Sen ne yaptın. O zât Davud-i Tai hazretleriydi, dediler.

Adam çok üzüldü yaptığına.
Bir kesenin içine "bin dirhem" koyup, koÅŸtu arkasından.

YetiÅŸip keseyi arzedince;
- Benim bunlarla iÅŸim yok, buyurdu. Ben, nefsime haddîni bildirmek istemiÅŸtim. MeÄŸer bir dirhem bile itibarı yokmuÅŸ. Bunu o da anladı.

GÖNLÜ ÖLDÜREN ZEHÄ°R

Bir günkü sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında yazılı olan itikada uymayan fena, bozuk itikatlar, îmânlar, gönlü öldüren bir zehirdir, buyurdu.

- Zehir midir efendim? dediler.
- Evet. Ä°nsanı sonsuz ölüme, ebedî azablara götürür.

- Ä°bâdette gevÅŸeklik olursa efendim?
- Ä°bâdetlerde gevÅŸeklik olursa, affolunabilir. Ama itikatta gevÅŸek davranmak affolunmaz.

- Hikmeti ne hocam?
- Çünkü âyet-i kerîmede mealen; "Åžirki, yâni küfrü asla affetmeyeceÄŸim. DiÄŸer bütün günahları, istediÄŸim kimselerden affederim!" buyuruldu.