Bişr-i Hafi hazretleri anlatıyor:
Bir gece rüyada hazret-i Peygamberi "aleyhissalâtü vesselâm" gördüm.

Bana bakıp;
- Ey BiÅŸr, Allah sana bu dereceyi niçin verdi, biliyor musun? diye sordu.
- Bilmiyorum yâ Resûlallah, dedim.

Buyurdu ki:
- Åžu üç ÅŸey için verdi. Birincisi, dînimizin emirlerine tam riâyet ediyorsun. Ä°kincisi, Evliyâ zatlara hizmet ediyorsun. Üçüncüsü de, Benim akraba ve eshabımı çok seviyor ve din kardeÅŸlerine nasihat ediyorsun.

DOSTTAN GELEN SEVÄ°LÄ°R

Bir gün cüzzamlı ve kör birine rastladım.
Vücudundaki yaraların üzerine binlerce karınca üÅŸüÅŸmüÅŸ, yerlerdi bedenini.
Acıyıp, başını kucağıma aldım.

Nihâyet ayılıp beni gördü ve;
- Rabbimle aramıza giren bu adam kim? dedi hemen.

Kendimi tanıtıp, acıdığımı söyledim.
- Mühim deÄŸil, dedi. Vücudum lime lime olup etlerim dökülse de, Rabbime olan muhabbetim hiç azalmadı. Çünkü Sevgili'den gelen de sevgilidir. O, çok sevdiklerine böyle belâ gönderir.

SABRIN NÄ°ÅžANI

Bir gün de sordular bu zâta:
- Sabrın nişanı nedir efendim?

Cevaben;
- Sabırlı insan, Rabbinin her emrine itaat eder de, hiç bıkıp usanmaz. Yine Allahü teâlânın her bir yasağından da kaçınır, bundan da usanmaz, buyurdu.

- BaÅŸka efendim? dediler.
- Kendisine, bir musibet ve belâ geldiÄŸinde, "Bana bunları Rabbim gönderdi" der. Yüzünü ekÅŸitmeden kabul eder. Hatta onları nîmet bilerek rahatlık duyar.