Bir gün bazı kimseler Cüneyd-i BaÄŸdâdî hazretlerine gelerek;
- Biz, gezerek rızkımızı arıyoruz, dediler.

Onlara cevaben;
- Rızkınızın nerede olduğunu biliyorsanız, orada arayınız, buyurdu.

- Rabbimizden bekliyoruz efendim. Bakalım ne vakit gelip bizi bulacak?
- Unutmuş sanıyorsanız, hatırlatınız.

- Unutmamıştır ama, ne vakit gönderecek diye tevekkül edip bekliyoruz efendim.
- Ä°mtihan ederek, deneyerek Allahü teâlâya tevekkül etmek olmaz. Zira bu, îmânda ÅŸüphe bulunduÄŸunu gösterir.

Sordular:
- Öyleyse bize ne tavsiye edersiniz efendim?

- Rızık için, hiç ÅŸüphe etmeyin. Zira cenâb-ı Hak rızkınıza kefildir. Az gayretle o rızık ayağınıza gelir. O emrettiÄŸi için çalışın, ama gelen rızkı, bu çalışmanızdan bilmeyin, buyurdu.

Ve ilave etti:
- Rızık için güvenin Rabbinize. Çünkü O, buna söz vermiÅŸtir, elbette gönderir.

BU ÖMÜR FIRSATTIR

Bir gün de sohbetinde;
- Bu ömür bir fırsattır. Onu, en iyi ÅŸeyle deÄŸerlendirmelidir, buyurdu.

Ve ekledi:
- Bu dünya'nın bir saati, ibâdet bakımından âhiret'in bin yıllık zamanından iyidir.

Sordular:
- Neden efendim?
- Çünkü bu bir saatte, iyi iÅŸ ve ibâdet yapılarak "ebedî saâdet" kazanılabilir. Halbuki kıyametin binlerle senesinde hiç bir iÅŸ yapılamaz, buyurdu.

Ve ekledi:
- Ä°nsanın en kıymetli sermayesi, ömrüdür. Onu boÅŸa geçiren, çok piÅŸman olur âhirette.