Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2010 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Bir yılanı öldürmüştü
9/24/2010

Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerini sevenlerden ilim ehli biri, bazı talebesiyle bir yere gidiyordu.
Derken siyah bir yılan gördü önünde.
Bastonuyla vurup öldürdü.

O anda âlimin etrafını siyah bir duman sardı. Sonra açıldıysa da, talebeler hocalarını göremeyip, merak ettiler.

Bir saat sonra tekrar geldiğinde;
- Merak ettik hocam, ne oldu? dediler.

Hocaları şöyle anlattı:

Öldürdüğüm o yılan, Cinmiş.
Cinler beni tutup, denizin dibine indirdiler.

Orada padişahları varmış.
Onun huzuruna çıkardılar.
Yerde, kanlar içinde bir ölü yatıyordu ki, cinler padişahının oğluymuş meğer.

Padişah, bana hiddetle bakarak;
- Bu gencin suçu neydi ki onu öldürdün? diye kükredi.

- Hayır, onu ben öldürmedim, dedim.

Adamları;
- O öldürdü. Bakın, bastonu da kanlı, dediler.

- Hayır, dedim. Ben bir yılan öldürdüm. Bu kan da onun kanıdır.

Cinler padişahı;
- Öldürdüğün o yılan, benim oğlumdur. Cezanı çekmek için sen de öleceksin, dedi.

Ve kadıya dönerek;
- Suçunu ikrar etti. Sen de bunun ölümüne karar ver! dedi.

Kadı karar verdi.
Müftüleri onayladı.
Öldürülmem an meselesiydi ki, o anda içimden "Yetiş yâ Gavs-ı âzam!" diye yalvardım.

Padişah, kılıcını tam boynuma indirecekti ki, nurlu bir zât içeri girdi ve;
- Dur! Onu öldürme! dedi.

- Neden?
- Bu kişi, Gavs-ül âzam'ın yakınıdır.

Padişah, "Gavs-ül âzam" ismini duyunca, kılıcını yere atıp;
- Niçin kendini tanıtmadın? dedi.
Ve serbest bıraktı beni.


 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
14.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı