Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2011 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Şunu tanıyor musun?
1/20/2011

Bir gün, hazret-i Ebû Bekir ile hazret-i Alî radıyallahü anhümâ, mescid-i şerîfte oturuyorlardı.
O esnâda biri girdi içeri.

Ancak hazret-i Alî’yi görünce rengi kaçtı.
Mahcup vaziyette çöküverdi oracığa.
Hazret-i Ebû Bekir merak etti.

Ve hazret-i Alî’ye dönüp sordu:
- Yâ Alî! Şu adamı tanıyor musun?
- Evet, tanıyorum.

- Seni görünce mahcup oldu.
Acabâ neden dersin?

Aliyyül Mürtezâ hazretleri tahmin etmişti:
- Bana borcu var, ödiyemiyor.
Belki de ondandır.

Hazret-i Ebû Bekir kalktı ve gitti o adamın yanına.
Elini omuzuna atıp sordu:
- Hayırdır, neyin var senin?
- Yok bir şey yâ Ebâ Bekr.

- Var var, Alî'yi görünce mahcup oldun.
- Evet, Ona karşı çok mahcubum.

- Neden?
- Ona borcum var da.

- Ne kadar borcun var?
- Yirmibin akçe.

- Ödiyemiyor musun?
- Hayır, ödeme imkânım olsa
bir saat bile geciktirmem.

Hazret-i Ebû Bekir çok üzüldü.
Sevindirmek istedi o kimseyi:

- Dinle, sana bir teklifim var.
- Buyur yâ Ebâ Bekr.

- Borcunu öderim, ama bir şartla.
- Sahi mi, her şarta râzıyım.

- Pekâlâ, Fâtiha sûresinin yarısını
oku. Sevabını bana hediye et.

Adam çok sevindi. Dediğini yapıp, sevabını bağışladı Ona.
Hazret-i Ebû Bekir, ona yirmibin akçe verip, tekrar ricâ etti:

- Diğer yarısını da okur musun.
- Okurum, dedi.

Ve okuyup bağışladı sevabını.
Hazret-i Ebû Bekir yirmibin akçe daha verdi. Adam sevinçten uçuyordu.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
15.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı