Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2011 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Münâfığın Âkıbeti
3/13/2011

Asr-ı saâdette, bir yahûdî ile bir münâfık ihtilâfa düşmüşlerdi. Yahûdî münâfığa:
- Gel Muhammede gidelim. O bizim aramızı bulsun, dedi.

Münâfık;
- Olur gidelim, dedi.
Ve gittiler. Resûlullah Efendimiz, meseleyi dinleyip, yahûdînin lehine hüküm verdi. Huzurdan çıktılar. Münâfığın suratı asılmıştı.

Yahûdîye dönüp;
- Bir de Ömere gidelim, dedi.

Yahûdî hayretle baktı ona:
- Neden, iş halloldu ya?
- Hayır, bana göre hallolmadı.

- Bu zat sizin Peygamberiniz değil mi?
- Evet ama, bir de Ömere gidelim.

Yahûdî dudak büküp;
- Pekâlâ gidelim, dedi.
Ve gittiler.

Münâfık söze başlayıp;
- Bizim bir ihtilâfımız var da, onun için gelmiştik, dedi.

Hazret-i Ömer'
in kaşları çatıldı:
- Peygamber varken niçin bana geldiniz?

Yahûdî atıldı:
- Biz önce Ona gittik zâten. Ama Onun hükmünü beğenmedi bu arkadaş.

Hazret-i Ömer radıyallahü anh celâllendiği zaman vücudunun kılları cübbesinden dışarı fırlardı. Yine öyle oldu. Ama belli etmemeye çalıştı öfkesini.

Döndü o münâfığa:
- Doğru mu söylüyor?
- Evet, doğru.

- Pekâlâ az bekleyin, dedi.
Ve içeri gidi. Az sonra eteğinin altında bir satır'la döndü. Hiç bir şey söylemeden satırı kaldırıp şimşek gibi münâfığın boynuna çaldı ve;
- Peygambere inanmayana böyle hüküm veririm! Herkese ibret olsun! buyurdu.

O anda Cebrâil aleyhisselâm geldi ve;
- Yâ Resûlallah! Ömer hakkı bâtıldan ayırdı, diye arzetti.
Efendimiz o gün Ona Fârûk dedi. Fâruk, hakkı bâtıldan ayıran demektir.


 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
15.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı