Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2011 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Adını bağışlar mısın?
4/13/2011

Veysel Karânî hazretleri, Yemen'de bir dağda deve güdüyordu ki, hazret-i Alî ile hazret-i Ömer radıyallahü anhümâ, Efendimizin aleyhisselâm mübârek hırkasını kendisine teslîm etmek üzere oraya gittiler.

Kendisini bulup;
"Selâmün aleyküm ey çoban! dediler.

Veysel Karânî hazretleri;
"Aleyküm selâm, buyurun" dedi.

"Adını bağışlar mısın?"
"Abdullah" (Allah'ın kulu).

"Hepimiz Allah'ın kullarıyız. Seni burada ne diye çağırırlar?".
"Bana Üveys derler".

Hazret-i Ömer;
"Yâ Üveys! Resûlullah Efendimizin sana selâmları var. Mübârek hırkasını hediye olarak sana gönderdiler ve "Bu hırkayı giysin, ümmetime duâ etsin" buyurdular" dedi.

Hazret-i Üveys;
"Ama ben çok günahkâr bir kulum. Bu şerefli emânet bana değil, belki başkasına âittir" dedi.

Hazret-i Ömer;
"Hayır yâ Üveys, senin vasıflarını Resûlullah bize bildirdi. Aradığımız sensin" buyurdu.
O zaman aldı.
Öpüp kokladı.

Ve secdeye kapanıp; "Yâ ilâhî! Bu hırka hürmetine ümmet-i Muhammedin günahlarını affet" diye yalvarmaya başladı.
Secdede uzun kaldı.

Daha da uzayınca, iki büyük
sahâbî endîşeye kapıldılar.

Birbirlerine bakıp;
"Acabâ emr-i Hak mı vâki oldu?" dediler.

Hazret-i Ömer;
"Yâ Üveys!" diye seslendi.

Hazret-i Üveys başını kaldırıp;
"Yâ Ömer! Keşke az daha bekleyip de çağırsaydınız. Zîrâ Rabbim, bu ümmetin tamamını affediyordu, ama sen çağırınca, bir kısmı kaldı" dedi.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
16.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı