Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2011 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Müjde yâ Ömer!
7/25/2011

Habbâb, saklandığı yerden fırlayıp; "Müjde yâ Ömer! Dün gece Resûlullahın yanındaydım. Ellerini kaldırıp duâ etti" dedi.

Ömer sordu:
"Nasıl duâ etti?"

Ellerini kaldırıp; "Yâ Rabbî, bu dîni Ebû Cehil bin Hişâm veya Ömer bin hattâb ile kuvvetlendir!" diye duâ etti. Yâ Ömer, bu seâdet elhamdülillah sana nasîb oldu" dedi.

Ömer de şükretti:
"Elhamdülillah!"

Sevinçten herbirinin yüzünde güller açtı. Herkes mutluydu o an. Ne diyeceklerini bilemiyorlardı.
Hepsinin yüzü gülüyordu. Ömer'in etrâfını saran hazret-i Sa'îd, Fâtıma ve Habbâb "radıyallahü anhüm", bir şey bekliyorlardı ondan.

Ağzının içine bakıp sabırsızlanıyorlardı "Şehâdet"i söylesin diye. Vaktiydi gayri.
Ömer; "Peygamber şimdi nerdedir?" diye sordu.

Az önceki kaba adam gitmiş, yerine temiz yüzlü, cana yakın, tatlı bir insan gelmişti sanki.
Düşman gitmiş, dost gelmişti. Fâtıma sevinçle; "O şimdi Erkam'ın evindedir" dedi.

Ömer, kız kardeşine sevgiyle bakıp; "Peki yâ Fâtıma. Beni Ona götürün! Onun huzûrunda müslümân olayım" dedi.

Amân yâ Rabbî!
Bu ne güzel cümle.
Bu ne hoş kelam.

Üç garip müslümân, inanılmaz sevince gark oldular o anda. "Hazret-i Ömer" ile "Hazret-i Habbâb" "radıyallahü anhümâ", yola çıktılar.

O sırada Allahın Sevgilisi, bir avuç Eshâbıyla sohbet etmekteydi Erkam'ın evinde.
Mü'minler korku ve endîşe içindeydiler.
Sayıları az, kuvvetleri zayıftı. Ara ara dertleşiyorlardı.
(Devamı yarın.)

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
16.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı