Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2011 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Sultânın benimle ne işi var?
9/14/2011

Hârun Reşîd, vezîriyle birlikte bir akşam üzeri Fudayl bin İyâd hazretlerinin kapısını çaldılar.

Hazret-i Fudayl kapı arkasından sordu:
"Kimsiniz?"

Vezîr cevap verdi:
"Sultân, ziyâretine geldi, kapında bekliyor".

Cevap tez geldi:
"Sultânın benimle ne işi var? Benim dünya adamlarıyla hiç işim olmaz, lütfen meşgul etmeyin".

Bu sözler, hoşuna gitti Halîfenin. Vezîrin kulağına eğilip;
"Aradığım budur" dedi.
Ancak kapı açılmıyordu. Vezîr seslendi tekrar:

"Ey Fudayl aç kapıyı. Emîr-ül mü'minîn kapına gelmiş seni görmek istiyor".
"Açmam, ama zorla girecekseniz, o başka".

Hazret-i Fudayl'ın yaşlı annesi vardı içerde.
"Açsana oğlum" dedi.

Onu kırmayıp açtı kapıyı.
Ama onlar girince kandilini söndürüp;
"Gözüm, dünya ehli birini görmesin" buyurdu.

O, dünya sultânıydı, bu, gönüller sultânı.
O, bunda arıyordu gönlünün dermanını.

Hârun Reşîd;
"Bir nasîhatını almak için kapına geldim" dedi.

Hazret-i Fudayl, karanlıkta sultânın elini tutup;
"Ne yumuşak el, bâri Cehennemde yanmasa" buyurdu.

Hârun Reşîd ağladı.

O sözüne devamla;
"Ey Hârun! dedi. "Sen milletin sultânısın, ama asıl sultânlık nedir, biliyor musun?"

"Nedir yâ Fudayl?
"Kendi nefsine sultân olabilmektir. Bunu yaparsan asıl sultânlık işte odur" buyurdu.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
15.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı