Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2011 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Onu anlıyamadılar
12/2/2011

(dünden devam)
Mus'ab bin Umeyr'i "radıyallahü anh", bizzat öz babası, karanlık bir mahzene tıkmış işkence ediyordu. Niye? Dîninden dönsün diye. Ama hayır. Hiçbir şey onu dîninden döndüremeyecekti.
Adam şaşırdı.
Artık çâresizdi.
İşkence kâr etmeyince, alttan aldı. "Oğlum câhillik etme. Muhammedi inkâr et. Sen bu şehrin en akıllı genciydin. Ona nasıl kandın?" dedi. Hazret-i Mus'abınsa cevâbı tek cümleydi: "Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah"
Yeniden zindan.
Tekrar işkence.
Bir gün sâatlerce kırbaçlayıp, yüzünü kumlara sürttü. Elleri kabarasıya deynek vurdu. Kızgın kayalara bağlayıp, terketti sahrâya. Ama Mus'ab, bir yolunu bulup çözdü urganlarını, koştu Efendimize.
Babası delirdi.
Pes de etmedi.
Şehirde bir nevi ambargo uyguladı ona karşı. Hazret-i Mus'ab için anne baba yoktu artık. Âile akrabâ, konu komşu yoktu. Ama, "Allah" vardı celle celâlüh. Allahın Habîbi vardı.
Mü'minler vardı.
Bular da kâfiydi.
Derken Habeşistana hicret etti. Ama bir süre sonra Efendimizi özledi. Burnunda tüttü âdeta. Ve dayanamadı. "Ölümse ölüm!" deyip düştü yollara. Şehre girdiğinde, Efendimiz Hazret-i Alî ile bir kenarda oturmuş sohbet ediyordu.
Onu gördüler.
Hüzünlendiler.
Mübârek gözleri yaşla doldu. Çünkü üzerinde, iplikleri sökülecek kadar pörsümüş ve yamalı bir elbise vardı.
Eskiyi hâtırladı.
Hazret-i Aliye;
"Anne ve babasının, ona en iyi yiyecek ve içecekleri verdiğini bilirim. Ama Allah ve Resûlünün sevgisi uğruna ne hâle gelmiş" buyurdular.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
15.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı