Alvân Hamevî hazretleri "rahmetullahi aleyh" zamanında Sultân Süleymân Han, Rodos'u fethe karar vermiÅŸti. Fetih sırasında Alvân Hamevî hazretleri, beyaz bir at üzerinde geldi.
Kale kapısını açtı.
Gözden tayboldu.
Askerler kapının açıldığını görüp, içeri girdiklerinde, Alvân Hamevî hazretlerini içerde namaz kılarken buldular.
Aradan günler geçti.
Bir er Hama'ya gitti.
O er bu hâdiseyi görenlerdendi. Hama'da Alvân Hamevî hazretleriyle karşılaşınca, o günü hatırlayıp aÄŸladı. Alvân Hamevî; "Gördüklerini kimseye anlatma" buyurdu.

TÖVBE ETTÄ°LER

Hırsızlardan bir grup, gece karanlığında Alvân Hamevî hazretlerinin dergâhına girip, Onu namaz kılar buldular. Etrâfında göz kamaÅŸtıran bir nûr parlıyordu.
Çok ÅŸaşırdılar.
Etrâfa baktılar.
Ortalıkta ne bir kandil vardı, ne de lâmba. Bu hâli görünce, "Biz yanlış yere gelmiÅŸiz" diyerek uzaklaÅŸtılar. Sonra da tövbe edip, bu iÅŸten vazgeçtiler.

HOCAMIN HÜRMETÄ°NE

Bir zaman eÅŸkıyâlar Alvân Hamevî hazretlerininin bir talebesini zorla uzaklara götürüp Hapsettiler. Boynuna demir halka takıp, el ve ayaklarını zincirle baÄŸladılar.
Gencin iÅŸi zordu.
Ellerini kaldırıp;
"Yâ Rabbî, hocam Alvan Hamevi'nin hatırı için beni kurtar" diye yalvardı. O anda el ve ayaklarındaki zincir ve boynundaki demir halka kırılıp yere düÅŸtü.
Sonra kapı açıldı.
Nöbetçi uyuyordu.
Talebe, hiç korkusuz olarak hapishaneyi terketti. Birkaç adım atınca kendisini evinin önünde buldu.