Sultân Dördüncü Murâd Han, BaÄŸdât seferine giderken, Ceyhan Nehri üzerindeki târihî Misis Köprüsünü geçip Havrâniye köyüne geldiÄŸi zaman mola verdi.
BirÅŸey hâtırladı.
Yanındakilere;
"Bu yörede Cabbâr Dede diye meÅŸhûr bir zât olduÄŸunu iÅŸitiriz. Çağırın da gelsin, kendisiyle görüÅŸmek dileriz" dedi.
"Derhâl" dediler.
Ve bu zâta gittiler.
Bu emri bildirdiler.
Cabbâr Dede, Sultânın emrini alır almaz derhal fırlayıp kalktı. Atına binip sür'atle Sultânın huzuruna geldi. Ancak Cebbâr Dede'nin atı ve kamçısı görevlilerin dikkatini çekmiÅŸti.
Zîra baktılar ki:
Atı bir kaplan.
Kamçısı yılan.
O zamâna kadar Cabbâr Dede'nin üstünlüÄŸünü kabûl etmeyenler, gördükleri bu kerâmet karşısında öyle düÅŸündüklerine piÅŸmân oldular.

BÄ°ZE NASÄ°B OLUR MU?

Sultân Dördüncü Murâd Han, Cabbâr Dede'ye dönüp; "Efendi hazretleri, BaÄŸdât'ın fethi bize müyesser olur mu acabâ?" diye sordu.
Cabbâr Dede;
"Bir ÅŸartla" dedi.
Murat Han sevindi:
"O ÅŸart nedir ki?" diye sorunca; Cebbâr Dede; "HaÅŸmetlü pâdiÅŸâhım! Havraniye köyünde Genç Osmân isminde bir delikanlı vardır. Onu da götürürsen, BaÄŸdât fethedilir" dedi.
Sultân Murâd Han;
"Emriniz olur" dedi.
Genç Osmân'ı buldu.
Yanına aldı ve Cebbâr Dede'nin emri üzere BaÄŸdat seferine Onu da götürdü. Böylece BaÄŸdât fetholundu.