Alevî bin Muhammed "rahmetullahi aleyh" zamanında müslüman olmayan biri, fevkalâde mâli sıkıntıya düÅŸmüÅŸtü. Seyyid Alevî hazretlerine gelip hâlini arz edince, hazret-i Seyyid ona bir ÅŸey verdi.
Adam alıp baktı.
Hindistan cevizi
Hikmetini suâl edince; "Onu al, bereketini görürsün" buyurdu. O da alıp evine götürdü ve özel bir yere koydu. O günden sonra hep kâr etti. Kazancı çoÄŸaldı.
Katlanarak arttı.
Ve zengin oldu.
BaÅŸka yerlere gönderdiÄŸi malların üzerine, teberrüken Seyyid Alevî ismini yazardı. Bir gemide Onun yine çok malı vardı. Ancak bir kısmının üzerine Seyyid Alevî yazılmış, diÄŸerlerin yazılmamıştı.
UnutulmuÅŸtu.
Ve gemi battı.
Ä°çindeki mallardan Seyyid Alevî yazılı olanlar dışında hepsi telef oldu. Ä°sim yazılı olanlar ise, su üzerinde yüzerek sâhile gitti.

İNŞALLAH ŞİFA OLUR

Seyyid Alevî hazretlerinin bulundukları Milibar'da Tâûn hastalığı görülmüÅŸtü. Halk, Seyyid hazretlerine gelip hallerini bildirince; "Ä°nÅŸâallah selâmet buluruz" diye duâ etti. Allahü teâlâ duâsını kabul etti.
Tâun oradan gitti.
O tehlike de bitti.
Yine birgün Seyyid hazretleri ikindi namazı için mescide gitmiÅŸti. Orada baÅŸka fazîletli kimseler de vardı. Namazdan sonra câmiden çıkarken Milibar köylerinden olan dört kiÅŸi, memleketlerindeki bir hastalıktan bahsettiler.
Dua talep ettiler.
Hazret-i Seyyid;
"Siz ÅŸimdi memleketlerinize dönün. Ä°nÅŸâallah ÅŸifâ bulursunuz, hastalık da kalkar" dedi. Buyurdukları gibi de oldu.