Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2012 - MAKALELER


Arkadaþýna gönder
 
Print almak için

Yazý boyutunu büyütmek için     


 

Yâ Rabbî, sen her şeyi biliyorsun
27.08.2012

(Dünden devam)
Hûd âleyhisselâm, kavminin yola gelmeyeceklerini anlayınca, suyu tatlı olan Vâdi-i Nûh denilen yere geldi.
Abdest aldı.
Namaz kıldı.
Sonra el kaldırıp;
"Yâ Rabbî, sen her ÅŸeyi biliyorsun. Ben onlara teblîÄŸ ettim. Azâb ile korkuttum, fakat îmân etmiyorlar. Ey Rabbim! Sen onlara uyarıcı bir musîbet ver. Ola ki îmân ederler. Yine îmân etmezlerse, onları öyle bir azâb ile helâk eyle ki, daha evvel ve daha sonra hiç bir kavim öyle bir azâb ile helâk edilmiÅŸ olmasın" diye yalvardı.
Duâsı kabûl oldu.
Azâb alâmetleri baÅŸladı.
Üç yıl yaÄŸmur yaÄŸmadı.
Akan pınarları kurudu.
AÄŸaçları sararıp soldu.
Meyve vermez oldular.
İrem bağları yok oldu.
Kuraklık, kasıp kavurdu.
Hayvanları telef oldu.
Kendileri de bir yudum suya ve bir lokma ekmeÄŸe muhtâç hâle geldiler.
Hazret-i Hûd'a gelip;
"Sen doÄŸru sözlü, duâsı makbûl, yardım sever, iyilik sâhibi, emîn bir zâtsın. Duâ et de, bundan sonra davarlarımız kırılmasın. YaÄŸmurlar yaÄŸsın. Bolluk meydana gelsin" diye yalvardılar.
Hazret-i Hûd;
"DediÄŸiniz olursa, îmân edip günahlarınıza tövbe eder misiniz?" diye sordu.
Evet diyemediler.
Yüzlerini buruÅŸturdular.
Geri dönüp gittiler.
Sonra gelip;
"Ey Hûd! Sen bize, Peygamber olduÄŸunu gösteren bir mucize göstermedin" dediler. (devamı yarın)

 
 
Güncelleme Tarihi
16.12.2025
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı