Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2012 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Ay'ın ikiye ayrılması
9/21/2012

Velîd bin Mugîre ile bâzı müşrikler, bir gece vakti Resûlullah Efendimiz'in "sallallahü aleyhi ve selem" huzûruna geldiler.
Hava gâyet açıktı.
"Ay" tepsi gibiydi.
"Yâ Muhammed! Gerçekten Peygamber isen şu gökteki Ay'ı ikiye ayırıver. O zaman sana îmân ederiz" dediler.
Resûl-i Ekrem
"aleyhisselâm"
Mübârek elini kaldırdı.
Şehâdet parmağıyla Ay'a doğru işâret eyledi.
Dolunay iki parça oldu.
Yarısı "Ebû Kubeys",
Yarısı da "Kuaykıan"
dağının üzerine geldi.
Orada durdular.
Efendimiz o müşriklere;
"İşte, şâhit olun!" buyurdular.
Müşriklerde çıt yoktu.
Lâf olsun diye;
"Araştıralım, eğer Mekke dışında da görülmüşse sihir değildir. O zaman inanırız" dediler.
Mekke'ye gelenlere.
Yabancılara sordular.
Dışarı adam saldılar.
Onlara sordurdular.
Hepsi de;
"Evet, filân gece hava açık, Ay tepsi gibiydi. Bir ara ay ikiye ayrıldı, gözlerimizle gördük" diyorlardı.
Yine inanmadılar.
Ebû Cehilse;
"Sihir" diyordu.
Başka şey demiyordu.
Üstelik alaylı bir edâ ile;
"Muhammed'in sihri, yerden sonra göklere de tesir etmeye başladı" deyip gülüyordu.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
14.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı