(Dünden devam)
Peygamber Efendimiz'in mübârek cenâzelerini yıkamak üzere Hazret-i Alî, Hazret-i Abbâs, Hazret-i Abbâs'ın oÄŸulları Fadl ve Kusem, Hazret-i Üsâme bin Zeyd ve Hazret-i Sâlih odaya girip kapıyı kapadılar.
Yıkamaya başladılar.
Hazret-i Abbâs su döktü.
SaÄŸa sola döndürdü.
Hazret-i Alî ise yıkadı. Yıkadıkça evin içine misk kokusu yayıldı. Sonra üç parça kefen ile kefenleyip, vefât ettiÄŸi yere kabr-i ÅŸerîfi kazılıp, lahd ÅŸekline getirildi.

SİZE DU EDECEĞİM

Hazret-i Abbâs (radıyallahü anh) ÅŸöyle anlatıyor: Peygamber Efendimiz, bir gün bana; "Yarın sabah, sen ve çocukların bana gelin, size duâ edeceÄŸim" buyurdu.
Ve sabah oldu.
Huzuruna gittik.
Kendisinin husûsî yakınları olduÄŸumuza ve hepimizin bir kiÅŸi gibi olduÄŸumuza, Allahü teâlânın da rahmetini üzerimize yaydığına iÅŸâret olarak, kendi mübârek abâsını üzerimize örttü.
Ve duâ etti:
Buyurdu ki:
"Ey Allahım! Abbâs'ı ve oÄŸullarını maÄŸfiret eyle. Öyle ki, hiç günâhları kalmasın. Yâ Rabbî onu ve oÄŸullarını, her türlü âfet ve belâlardan koru!"

KURAKLIK OLUNCA

Medîne'de kuraklık olunca, Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) Hazret-i Abbâs'ın duâ etmesini istedi. Hazret-i Abbâs duâ edince neticesi görüldü.
Bol yağmur yağdı.
Toprak yeÅŸillendi.
O zaman Hazret-i Ömer; "Hazret-i Abbâs, Allahü teâlâ ile bizim aramızda vesîledir" buyurdu.