Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2013 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Onun bildiği her şey doğrudur
9/10/2013

Bir gün Hazret-i Muaviye (radıyallahü anh) “Ne olaydı, ne zaman öleceğimizi bilseydik” dedi.
Mecliste olanlar:
“Biz onun vaktini bilemeyiz” dediler.
Hazret-i Muaviye:
“Doğru dersiniz. Ama ben onu, Hazret-i Ali’den öğrenirim. Zira onun bildiği her şey doğrudur. Dilinden çıkan yanlış olmaz” dedi.
Üç kişi çağırdı.
Onlara dedi ki:
“Üçünüz beraber yol arkadaşı olup Kûfe’ye gidiniz. Kûfe’ye bir menzil yaklaşınca birbirinizin ardınca Kûfe’ye giriniz ve benim öldüğümü bildiriniz” dedi.
Ve ilave edip:
“Lâkin her biriniz hastalığımın ne olduğunda, ölüm günümde ve saatinde ve mahallinde, namazımı kılan kişi hakkında, hep aynı şeyleri söyleyiniz” buyurdu.
● ● ●
“Başüstüne” dediler.
Ve yola düştüler.
Hazret-i Muaviye (radıyallahü anh) nasıl emrettiyse, o şekilde, Kûfe’ye yaklaştılar.
Bir menzil kalınca, birisi Kûfe’ye girdi.
Ona sordular:
“Nereden gelirsin?”
“Şam’dan gelirim”
“Ne haber getirdin?”
“Muaviye vefat etti”
Onlar bu haberi, Hazret-i Emir-ül müminin Ali’ye (radıyallahü anh) ilettiler. Ancak Hazret-i Ali iltifat buyurmadı.
● ● ●
İkinci gün oldu.
Öbürü de geldi.
Aynı suali ona da sordular.
O da cevaben:
“Hazret-i Muaviye vefat etti” dedi.
Hazret-i Ali yine iltifat etmedi. (devamı yarın) ("Menâkıb-ı çihâr yâr-i güzîn" kitabından alınmıştır.)

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
14.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı