Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2014 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Hiç durma, acele Hoşab'a git!
7/25/2014

Abdülhakîm Efendi, Seyyid Fehim hazretlerinin talebesiydi.
Bir gün atına bindi.
Ve Başkale'den çıkıp Arvas'a gitti.
Maksadı, üstadını ziyaret etmekti.
Lâkin Seyyid Fehim hazretleri onu görür görmez “Hiç durma, acele Hoşab'a git!” buyurdu.
"Niçin?" diye sormadı.
“Başüstüne” dedi.
Ve at değiştirip koşturdu Hoşab'a.
Ama merak etmişti.
Yolda giderken;
"Büyüklerin her işi hikmetlidir. Hoşab'a gitmemin de bir hikmeti olsa gerek. Gidince anlarım" diye düşündü.
Nihayet köye vardı.
Gördü ki bir hareket var.
İşkillendi hâliyle.
Sorup soruşturdu.
Öğrendi ki ağanın damı çökmüş. Hayvanları ölüp yirmi koyun "leş" olmuş.
Ağa, kendi kendine;
"Bu işi halktan gizleyip ölen hayvanlarla halka bir ziyafet vereyim. Hem leşler değerlenir, hem de itibarım artar" diye düşünmüş.
Çabucak yüzdürmüş leşleri.
Ve yaktırmış ocakları.
Henüz halk toplanmamıştı ki Abdülhakîm Efendi geldi vaka yerine.
Vaziyete vâkıf olup toplattı etleri.
Hoşab deresine döktürdü yemekleri.
Sonra gitti zaptiyeye.
Durumu ihbar edip ağayı hapse attırdı.
Hoşab'a acele gelmesinin hikmeti anlaşılmış oldu böylece.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
14.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı