Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2014 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Gel öyleyse kadıya gidelim
8/26/2014

Hazret-i Ali (radıyallahü anh) halife iken zırhını kaybetmiş ve çok aradıysa da bulamamıştı.
Bir gün Kûfe'de idi.
Zırhını bir Yahudinin elinde gördü ve "Bu zırh benimdir, sende ne arıyor?" diye sordu.
Yahudi itiraz etti:
"Hayır, bu zırh benim."
Hazret-i Ali "Kadıya gidelim!” dedi ve birlikte kadıya gittiler. Kadı Şüreyh, Hazret-i Ali’ye sordu:
"Mesele nedir?"
Hazret-i Ali arz etti:
"Bu kişinin elindeki zırh benimdir.”
Kadı Şüreyh Yahudiye döndü:
"Sen ne diyorsun?"
"Hayır, bu zırh benimdir, şimdi de benim elimdedir" dedi.
Kadı, Hazret-i Ali'ye sordu:
"Şahidin var mı?"
"Âzâtlı kölem Kamber ve oğlum Hasan, o zırhın benim olduğuna şahittirler.”
Ama Kadı Şüreyh;
"Oğulun babaya şahitliği caiz değildir, başka şahit göster" dedi.
Yahudi bunları dinledi.
Çok duygulandı.
Ve sesi titreyerek "Müminlerin emiri, beni kendi hâkimine götürdü. Ama kendi hâkimi kendisinin aleyhine hüküm veriyor. Böyle bir adalet ancak hak dinde olur" dedi.
Şehadeti getirdi.
Müslüman oldu ve "Ey müminlerin emiri! Bu zırh senindir. Zira senin devenden düşmüştü de ben almıştım" deyiverdi.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
15.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı