Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2016 - MAKALELER


Arkadaþýna gönder
 
Print almak için

Yazý boyutunu büyütmek için     


 

Aman efendim ben kimim ki
1.02.2016

Anadolu'da yetiÅŸen Evliyanın meÅŸhurlarından Mustafa Safi Efendi’nin türbesi inÅŸa ediliyordu.
Bu iÅŸle meÅŸgul olanlar, bu büyük zatın kabri yanında, ona karşı lâzım olan edebi tam göstermiyorlardı.
Ayaklarını uzatıyorlardı.
Edepsizce oturuyorlardı.
Yine bu kabir yanında ayaklarını uzatıp oturdukları sırada, Safi Efendi’nin ruhaniyeti onlara gözüktü.
Acı acı tebessüm etti.
Onlardan birine bakıp;
"İbrahim Bey, sen artık büyüdün, bizi tanımaz ve saymaz mı oldun” buyurdu.
O, bu zatı gördü.
Ve kelâmını iÅŸitti.
Yerinden fırlayıp “Aman efendim, ben kim omuyorum ki sizi saymayayım” dedi.
Ve uzun uzun ağladı!
Çok gözyaşı döktü!
Ayaklarına kapanıp, affını istedi.
O zât da;
“Peki affettim” dedi.
Ve gözden kayboldu...
O kiÅŸi, kendinden öyle geçmiÅŸti ki, ancak affedildiÄŸini öÄŸrenince kendini toparlayabildi.
Artık bu hadiseden sonra türbenin yanına yaklaşırken tâ uzaktan ayakta durarak edep gösterirlerdi.
● ● ●
Bir gün bu zata;
“Efendim, dünya ve ahirette saadete ne ile kavuÅŸulur?” diye sordular.
Cevabında;
“İki ÅŸeyle kavuÅŸulur. Biri; bir ‘Allah dostu’nu tanıyıp onu sevmek, ikincisiyse; dosdoÄŸru kılınan bir namazdır” buyurdu.

 
 
Güncelleme Tarihi
15.12.2025
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı