MüÅŸtak Kadiri hazretlerinin Erzurum'da konağı ve meyve bahçeleri vardı. Bir zaman İstanbul'a gitti. O sırada Erzurum'daki evinin bahçesinde meyveler olgunlaÅŸmıştı.
Bahçıvan bunu gördü.
Olgunlaşanları topladı.
Ve kendi kendine "Âaah, MüÅŸtak Efendi burada olsaydı ÅŸu taze meyvelerden ona takdim eder, o da bana bahÅŸiÅŸ verirdi” diye düÅŸündü...
O anda “bir ses” oldu.
MüÅŸtak Efendi geldi.
Ve ona selâm verdi...
Hâl hatır sordu.
Bahçıvan bu hâle çok sevinip topladığı meyvelerden getirip takdim etti. MüÅŸtak Baba Efendi, “sedef çakısını” çıkardı.
Bir iki meyve soydu.
Onları afiyetle yedi.
Sonra koynundan bir avuç “altın” çıkarıp bahçıvana bahÅŸiÅŸ verdi.
Sonra da eldiÄŸi gibi gitti...
Ama çakısını unutmuÅŸtu.
Bahçıvan onu gördü.
Çakıyı alıp eve koÅŸtu.
Kapıya çıkan hanımına "Efendi hazretleri, çakıyı bahçede unutmuÅŸ, onu getirdim” dedi.
Hanım şaşırdı!
Hayretler içinde "Nasıl olur, Efendi hazretleri burada deÄŸil ki... Geçen gün İstanbul'a gitmiÅŸti, sen de biliyorsun” dedi.
Ve cakıyı alıp sakladı.
Üç ay sonra MüÅŸtak Efendi dönüp de hanımı bu hadiseyi ona anlatınca "Bunlar olaÄŸan ÅŸeylerdir hanım. O çağırdı, ben de gönlü hoÅŸ olsun diye gittim, o kadar” buyurdu.
Güncelleme Tarihi 16.12.2025
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.