Muhammed Nasuhi Efendi, 1718 senesi Åžaban ayının son haftası, vaazında "Bu makamda son vaazımdır” buyurdu.
Ve cemaate veda etti.
Dergâhlarına geldi.
Onlara da veda etti.
Bunu iÅŸiten talebeleri “Herhâlde hocamız Kastamonu'ya gidip oradaki büyükleri ziyaret edecek” dediler.
O hafta hastalandı.
Ramazanın ilk günleriydi...
Bir gece evden çıktı.
Bahçesinde dolaşıyordu ki, hanımı onu görüp "Efendi! Bu gece vaktinde bahçede niçin gezinip durursun?" diye sordu.
O da hanıma baktı.
Tebessüm etti ve; "Allah bilir ama bu bayramı burada geçirsem gerektir. Kendime yer hazırlıyorum” buyurdu.
Hanımı bunu duydu.
Kederlenip “Niçin böyle söyleyip de yüreÄŸimizi yakarsın” deyince "Takdir-i İlâhi böyle hanım” cevabını verdi.
Aradan günler geçti...
Ramazanın ortası oldu.
Mübarek zat ailesini topladı. Yerine, oÄŸlu Alaeddin Efendi’yi tayin etti ve vasıyetini bildirdi.
Talebelerinden Åžami Ahmed Efendi, vefat edeceÄŸi gün kendisini ziyarete gelip yanına oturdu.
Hâlini hatırını sordu.
Hürmetlerini arz etti.
Ve "Efendim, bir ÅŸeyler yiyip ilâç alsanız” deyince “OÄŸlum! Cenâb-ı Hakk bilir, ama biz İnÅŸallah bu gece dergâh-ı izzete mülâki oluruz” buyurdu.
O gece vefat etti...
Güncelleme Tarihi 13.12.2025
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.