Osmanlı âlimlerinden, büyük veli Molla Gürani hazretleri zamanında Åžehzade Mehmed (Fatih), bu sırada Manisa'da emîr idi. Babası İkinci Murad Han, oÄŸlunun yetiÅŸmesi ve eÄŸitilmesi için pek çok âlimi ona hoca olarak göndermiÅŸti.
Åžehzade zeki ve celâlliydi!
Yâni ele avuca sığmıyordu...
Onun için giden hocalar, onu bir türlü derse yanaÅŸtıramadılar. Bu sebeple PadiÅŸah, bu oÄŸlunu yetiÅŸtirecek “heybetli” bir muallim arıyordu. İşte Molla Gürani’de bunlar vardı.
Hem heybetliydi!
Hem de vakur...
Sultan, Onun bu hâlini görünce, bu iÅŸ için onu tayin etti. Onu iyi bir eÄŸitimden geçirmesini söyledi, “Gerekirse dövebilirsin” dedi.
Ve Manisa'ya gönderdi...
Molla Gürani geldi.
Ve vazifeye başladı.
Åžehzade Mehmed'in (Fatih'in) yetiÅŸmesi için gerektiÄŸi ÅŸekilde davrandı. Hırçınlık yaparsa, vakur ve sert tutumuyla, onu yatıştırdı.
Hatta bir gün ders yapıyordu.
Åžehzadeye sertçe bakıp; “Darabtühu te'dîben" dedi.
Ona da bunu tekrarlatırdı.
Bu ibare, “Terbiye için onu dövdüm” mânâsına geliyordu ki bu tutum karşısında Åžehzade Mehmed derslere devam edip kısa zamanda Kur’ân-ı Kerim’i hatmetti.
Ve ilim öÄŸrendi.
PadiÅŸah buna sevindi...
Çok memnun oldu.
Ve hocası Molla Gürani hazretlerine bol miktarda mal ve para hediye gönderdi...
Güncelleme Tarihi 16.12.2025
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.