Resulullaha âşıktı
7.12.2008
Mescid-i Nebî inÅŸâ edilince, hutbe okumak için minber yoktu önceleri.
Bir "Hurma kütüÄŸü" vardı mescid içinde.
Adı Hannâne.
Enteresandır, bu kütük cansızdı ama âşıktı Resûlullaha.
Efendimiz "aleyhisselam", bu hurma kütüÄŸüne dayanıp da okurdu hutbeyi.
Sonra bir minber yapıldı ki, üç basamaklıydı.
Ve ilk Cuma günü geldi.
Efendimiz "aleyhisselam" hutbe okumak için bu minbere çıktılar.
Tam hutbeyi okuyacaklardı ki, o kuru kütükten bir garip sesler gelmeye baÅŸladı.
Cümle eshab dikkat kesildiler.
Ses, hurma kütüÄŸünden geliyordu.
Ve aÄŸlama, inleme sesleriydi bunlar.
Evet, hurma kütüÄŸü aÄŸlayıp inliyordu.
Zira dayanamamıştı Resulullahın ayrılığına.
AÄŸlama sesleri kesilmeyince, Efendimiz minberden inip, o kütüÄŸü ÅŸefkatle okÅŸadılar.
Anında kesildi ağlaması.
Resûlullah "aleyhisselam" eshâba dönüp;
- Ey eshâbım, inip de onu okÅŸamasaydım, kıyâmete kadar böyle aÄŸlayacaktı, buyurdular.
Sonra o kütüÄŸe seslenip;
- Seni, istersen bahçeye dikeyim. Yeniden dal budak sal. İstersen Cennete dikeyim. Allah dostları yesin meyvelerinden, buyurdular.
Kuru kütükten cevap geldi:
- Beni Cennete dikin yâ Resûlallah!
Efendimiz "aleyhisselam" bu cevabı işitince;
- Âhireti dünyâya tercih etti, buyurdular.
Cümle eshab duydular bu sesi.
Bu, bir mûcize idi.
Elbette ki Allahü teâlâ her ÅŸeye kadirdir.
Dilerse, taÅŸa da lisan verir, bir kuru kütüÄŸe de.
Eshab çok duygulandılar o gün.
GözyaÅŸlarıyla uzun süre aÄŸladılar.
|