Tövbe ve yağmur
23.12.2008
Bilâl bin Sa'd rahmetullahi aleyh, tâbiinin âlimlerinden bir Allah dostudur.
Duâsı ânında kabul olurdu.
Mesela Åžam'da uzun süre yaÄŸmur yaÄŸmamıştı.
İnsanlar susuzluktan kırılıyordu.
Çâresizdiler.
Topluca bu zâta gelip, birlikte yaÄŸmur duâsına çıktılar.
Hazret-i Bilâl, toplanan kalabalığa seslendi:
- Ey insanlar! Biliniz ki belâ ve musîbetler, iÅŸlenen günahlar sebebiyle gelir. Siz hepiniz günahkâr olduÄŸunuzu îtiraf ediyor musunuz?
Halk bir ağızdan;
- Evet! diye bağırdılar, Biz çok günahkârız. Ama piÅŸman olduk, af diliyoruz!
Büyük Velî kaldırdı ellerini.
Yalvardı âlemlerin Rabbine:
- Yâ Rabbî! Sen, Kur'ân-ı kerîmde; "Îman edip de doÄŸru söyleyenlerin duâlarını kabul ederim" buyuruyorsun. Biz sana îman edip, doÄŸruyu söyledik. Åžimdi çok piÅŸmanız. Affını diliyoruz. Bizi bağışla ve bize yaÄŸmur gönder!
Duâsı yeni bitmiÅŸti ki, yaÄŸmur yüklü bulutlar toplanmaya baÅŸladı.
Gök gürledi.
ÅžimÅŸekler çaktı
Ve rahmet boşaldı.
Öyle ki, halk, ıslanmamak için, saÄŸa sola kaçıştılar.
ÖLMEK İSTER MİSİN?
Bir gün de sevdiÄŸi bir gence sordu:
- Ölmek ister misin evlâdım?
Delikanlı;
- Hayır efendim, dedi. Henüz deÄŸil.
- Neden oÄŸlum?
- Biraz daha yaşayıp, iyi ameller yapmak istiyorum efendim.
Mübarek, ÅŸefkatle baktı gence.
- Peki, ömrün var mı o kadar?
Genç büktü boynunu.
- Bilmiyorum.
- Evlât! buyurdu. Mâdem ki ne zaman öleceÄŸini bilmiyorsun. O halde ne yapacaksan ÅŸimdi yapsana. Niçin yarını bekliyorsun?
|