Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2008 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Cennetten pencere
12/28/2008

Behâeddîn-i Buhârî kuddise sirruh, vefat edince, büyük bir cemaatle kılındı namazı.
Ve defnedildi mübârek kabrine.
Bir talebesi telkin verdi.

Abdülkâdir adındaki bir talebesi, gördüğü bir vak'ayı şöyle anlatıyor:

Mübârek hocamızı defnedince kabirdeki hâlini merak ettim.
Ve teveccüh eyledim nûrlu kabrine.
Rabbim kaldırdı gözümden perdeyi.
Vâkıf oldum kabir ahvâline.

Şöyle ki;
Kabrine bir pencere açıldı "Cennet"ten.
Çok güzel "iki hûri" içeri girdiler.

Önce selâm verip;
- Efendim biz, nice zamandır sizi bekliyorduk. Allahü teâlâ bizleri sırf sizin için yarattı, dediler.

Ve eklediler:
- Siz bundan sonra fenâ ve çirkin hiçbir şey görmeyeceksiniz.

Hocam hûrileri dinledi.
Fakat hiç iltifat etmedi onlara.
Hattâ göz ucuyla bile bakmadı.

- Bize niçin bakmıyorsunuz? dediler.

Cevâben;
- Rabbimin dîdârını görmedikçe Ondan başka hiç birşeyi görmemeye ahdettim, buyurdu.

Ve ekledi:
- Beni sevenlere şefaat etmedikçe de hiç kimse ile meşgûl olmayacağım.

PEYGAMBERLİK VAZİFESİ

Bu zat, bir gün bâzı gençlere "Emr-i mâruf"un önemini anlatıyordu ki, bir ara;
- Bir insanın kurtuluşuna sebep olmak, Peygamberlik görevi yapmaktır, buyurdu.

Şaşırdılar:
- Peygamberlik görevi mi efendim?
- Evet. Bütün Peygamberlerin bir tek vazîfeleri vardı ki, o da, insanları gafletten uyandırmak ve Allahın birliğini herkese teblîğ etmekti, buyurdu.

Ve ekledi:
- Emr-i mâruf da bunun için yapılır işte.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
15.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı