Ebu Hamza BaÄŸdadi hazretleri rahime-hullahü teâlâ, birkaç sevdiÄŸiyle sohbet ederken;
- Meleklerin size imrenmesini ve size dua etmelerini ister misiniz? diye sordu.

- Evet efendim, çok isteriz, dediler.
- Öyleyse ÅŸu iki ÅŸeyi yapın, buyurdu. Birincisi, birbirinizi çok sevin. Ä°kincisi de bir araya geldiÄŸinizde faydalı ÅŸeyler konuÅŸun.

- Ne konuşalım efendim?
- Allahtan bahsedin. Yahut açın bir Ä°lmihal kitabı okuyun. Üç beÅŸ kiÅŸi bir araya gelir de "dînî sohbet" ederlerse, gökteki melekler onlara imrenir ve dua ederler onlar için.

KENDÄ°NÄ°ZÄ° SEVMEYÄ°N

Bir gün de, bir genç gelip;
- Efendim, ben Allahü teâlâyı sevmek istiyorum, ne yapayım? diye sordu.

Cevaben;
- Öyleyse kendini sevme, buyurdu. Çünkü kendini seven, Allahı sevemez. Allahı seven de nefsini sevemez. Ayrıca nefsini seven, büyüklerden istifade edemez.

Genç sordu yine:
- Büyüklerden istifade etmenin alameti nedir ki efendim?
- Onlar, kimseye yük olmaz. Üstelik herkesin yükünü çekerler.

O BEÄžENSÄ°N, YETER

Bir gün de sohbetinde;
- Her iÅŸi Allah için yapın. Ä°nsanların takdirini deÄŸil, Rabbimizin rızasını düÅŸünün, buyurdu.

Ve ekledi:
- Ä°nsanlar bu gün över, yarın söverler. Ä°nsanların takdirini bekleyenler, kime benzer, biliyor musunuz?

- Kime efendim?
- AlışveriÅŸ için pazara giden ÅŸu insana benzer ki, para kesesini açtığında, içinin "çakıl taşı"yla dolu olduÄŸunu görür. Hiçbir iÅŸe yaramaz tabii. Ä°ÅŸte "Ä°hlassız ameller" de ahirette bir iÅŸe yaramayıp, "kirli paçavra" gibi sahibinin yüzüne çarpılır.