Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2009 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Allah sevgisi
4/7/2009

Aşçı Yahya Baba rahime-hullahü teâlâ, Edirne toprağını nurlandıran gizli bir gönül eridir.

Bayezid-i Velî devrinde, Tunca nehri kenarındaki külliyede aşçı başıdır.
Ama kalb gözü açıktır.

Bir gün, sevdiklerine;
- Kardeşlerim! Helal lokma, insanı ibadete sevkeder, haramsa günaha, der.

Ve devam eder:
- Kendi karnınız doyarsa, başka açları düşünün ki, asıl hüner budur işte.

Kendisi de buna dikkat eder.
Yalnız insanlara değil, bütün mahlukata karşı engin bir şefkat besler.

Her gün, yemek dağıtımından artan pilavı,
Tunca nehrindeki balıklara serper.

Ambar memuru durumu anlar.
Artan pilav kadar kısar pirinci.
Ama pilav yine artar.

Yarıya indirir, bir şey değişmez.
Pilav hep artmaktadır.

Durum Padişaha arz edilir.
Sultan Bayezid de merak eder bu işi.

Kalabalık bir gurup devlet erkâniyle gelir,
oturur sofraya.
Ama pilav yine artar.

Yahya Baba, her zamanki gibi alır balıkların nasibini, nehre varır.
Padişah da ardındadır.
Pilavdan ilk kepçeyi alıp da tam serpmek üzeredir ki,

Seslenir ardından:
- Dur Baba, ne yapıyorsun? Bu, israf değil mi?

Ancak Yahya Baba'nın yerine, balıklardan cevap gelir.

Şöyle ki;
Binlerce balık, bir anda başlarını sudan çıkarır ve lisan-ı halleriyle;
- Sultanım! Devletin artığını bize çok mu görüyorsun? derler sanki.

Padişah duygulanır.
Aşçı Baba secdeye kapanır.
Secdede uzun süre kalır.

Daha doğrusu kalkmaz secdeden.
Zira ruhunu teslim etmiştir.
"rahmetullahi aleyh"

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
14.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı