Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2009 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Hak şerleri hayreyler
6/16/2009

Erzurumdan, Bevel Kasım köyü, üç saatlik yoldu.
Gece yarısı çıkıyordu Erzurumdan.
Sabah namazı vakti derse yetişiyordu.

Sıcak soğuk,
yaz ve kış,
fırtına, yağmur, tipi.
Aksatmadan devam etti.

Bir gün, çıktı yine erkenden.
Yarı yolda şiddetli bir tipiye yakalandı.
Bir adım ilerisini göremiyordu.

Çaresiz, bulunduğu yere oturup annesinden duyduğu ilahiyi söylemeye başladı gayri ihtiyari:

Hak şerleri hayreyler.
Zannetme ki gayreyler.
Arif ânı seyreyler.
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler.

O anda bir genç peydah oldu önünde.
Beyaz bir at üzerindeydi.
Onu terkisine alıp, şerbet ikram etti meşin kırbasından.

Sonra erzak torbasını uzatıp;
- Ye bundan da, dedi. Nasibinde ne varsa.

O, bir tek hurma aldı torbadan.
Bu esrarengiz genç, Hızır aleyhisselâm'dı.
Bu kanaatkâr hali hoşuna gitti.

Sırtını okşayıp;
- Ey Bedreddin! Nasibin açık, evin bereketli olsun. Haydi, selâm söyle hocana, buyurdu.

Baktı ki köye gelmişler.
Sıçrayıp indi attan.
Hızır da kayboldu ortadan.

Üstadı da onu düşünüp üzülüyordu ki, o esnada çalındı kapısı.
Karşısında onu görünce çok sevindi.
Gerçi malum olmuştu Ona bu hadise.

Yine de sordu:
- Hafızım! Nerde kaldın?
Anlattı olanları.

- Peki kimdi o atlı?
- Bilmiyorum hocam.
- O genç, Hızır aleyhisselâmdı, dedi.

Ve tembih etti kendisine.
- Gizle bu şeyi. Anlatma kimseye.
Devamı yarın.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
14.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı