Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2009 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Dağ konuşuyor
7/14/2009

Eshab-ı kiramdan Ukayl bin Ebi Talip hazretleri radıyallahü teâlâ anh, Efendimizle birlikte sefere çıktı bir gün.

Hava aşırı sıcaktı.
Ve çok bunaltıcıydı.
Bir dağın eteğine geldiklerinde, susuzluk had safhaya vardı artık.

Hazret-i Ukayl;
- Çok susadık yâ Resulallah, diye arzetti.

Efendimiz aleyhisselam;
- Git şu dağa söyle, sana su versin! buyurdular.
Hazret-i Ukayl, tereddüt etmedi.

Ve dağa doğru dönüp;
- Ey dağ, Resulullah Efendimiz bana su vermeni emrediyor! diye seslendi.

Dağdan cevap geldi:
- Resulullahın emri başım gözüm üstüne. Ancak Ona arz et ki, malesef hiç suyum kalmadı.

Hazret-i Ukayl şaşırdı:
- Suyun kalmadı mı, neden?

- Hani bir âyet-i kerime nazil olmuştu ya, orada; "Ey insanlar, o ateşten korkun ki, onu tutuşturanlar müşriklerle taşlardır" buyuruluyordu.
- Evet.

- İşte orada bahsi geçen o taşlar, benim taşlarım olursa, diye ağlamaktan hiç suyum kalmadı.

SAÇLARINI OKŞADILAR

Yine Sevgili Peygamberimiz "aleyhissalatü vesselâm", çocuk sahabilerden hazret-i Umeyr'in "radıyallahü teala anh" saçlarını okşadılar bir gün.

Yaşı seksenlere ulaştığı halde saçları hâlâ siyahtı mübarek zatın.
Bir tek bile ak düşmedi o saçlara.

YÜZÜNÜ OKŞAMIŞTI

Son olarak Efendimiz aleyhisselam çocuk sahabilerden hazret-i Katade'nin de "radıyallahü anh" yüzünü sevgiyle okşamışlardı bir gün.

O anda yüzüne bir parlaklık geldi.
Öyle ki, akranı arasında hemen farkedilirdi.

O parlaklık, ölünceye kadar da hiç gitmedi Ondan.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
15.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı