Åžakik-i Belhi hazretlerine "rahime-hullahü teâlâ", bir gün, zengin bir adam gelip;
- Efendim, ben zenginim. Her ihtiyacınızı karşılamak isterim, diye arzetti.

Büyük Veli;
- Olabilir, buyurdu. Ama bir ÅŸartla.

- Şartınız nedir efendim?
- Bana verince, malın noksanlaşır veya hırsız gelip malların çalınırsa veya ilerde bu fikrinden vazgeçersen veya benim bir kusurumu görüp bu niyetinden dönersen, yahut da ölürsen, o zaman ne olacak? Bana, bütün bu hususlarda teminat verirsen, bu teklifini kabul ederim.

Zengin adam, şaşkındı.

Hazret-i Åžakik devam etti:
- Åžu anda benim rızkımı öyle kerim bir zat veriyor ki, bütün bu hususlarda bana kefildir. Yalnız benim deÄŸil, bütün mahlukatın rızkını verir de yine hazinesinde bir azalma olmaz. Hem öyle merhametlidir ki, kulları çok kabahat yapsalar da, rızıklarını kesmez, devamlı verir.

Ve ilave etti:
- Hem de O, ölümsüzdür. Hiç ölmez. Ne olursa olsun, va'dinden dönmez. Böyle bir kerim zat, rızk için bana kefilken, Onu bırakıp da baÅŸkasına gitmek bana yakışır mı?

Zengin Onu dinleyince;
- Çok haklısınız. Ne olur affedin beni. Büyük hata ettim, dedi.
Ve artık talebesiydi bu büyük Veli'nin

EÄžER ÇOCUKSANIZ…

Bu zat, bir gün bazı gençleri gördü ki, vakitlerini boÅŸ ÅŸeylerle geçiriyor, günahlar içinde gençliklerini heba ediyorlardı.

Onları böyle görünce;
- EÄŸer çocuksanız, mektebe gidin. Yok eÄŸer deliyseniz, tımarhaneye gidin! buyurdu.

Ve ekledi:
- Hasta iseniz, tabibe görünün. Ölü iseniz, kabirlere gömülün. Yok eÄŸer Müslüman iseniz, o zaman Müslüman gibi yaÅŸayın ki, öldüÄŸünüzde, sizi Müslüman olarak karşılasın ve Müslüman gibi muamele yapsın melekler.