Ebu Said-i Ebül Hayr hazretleri “rahmetullahi aleyh”, gayet mütevazıydı. 
Ben demezdi hiç. 
Konuşurken, Allah için, ihlasla söylerdi. 
 
Sohbetlerinde; 
- Asıl maksat, dinimizin emir ve yasaklarına uymaktır, derdi 
 
Bir gün; 
- Efendim, filan kişi, su üstünde yürüyor,dediler. 
 
Cevabında; 
- Ördek ve kurbağa da yüzüyor, buyurdu. Hiç kıymeti yoktur. 
 
Bir gün de; 
- Falan kimse de kuş gibi havada uçuyor efendim, dediler. 
- Sinek ve çaylak da uçuyor, buyurdu. Bu, hüner değil ki. 
 
Onu şeytan da yapıyor 
 
Başka zaman; 
- Filan adam, bir anda dünyanın bir ucundan öbür ucuna gidiyor, dediklerinde, 
- Şeytan da bu işi yapabiliyor, buyurdu. Hiç kıymeti yoktur. 
 
Bu defa; 
- Kıymetli olan nedir efendim? dediler. 
- Allahü teâlânın emir ve yasaklarına tam uymaktır, buyurdu. Siz, Allah'ın emirlerini yapmaya gayret edin. 
 
Ve ekledi: 
- Mert olan, insanların arasında bulunur. Evlenip, herkes gibi bir işle meşgul olur. Lakin kalbi bunlarla meşgul olmaz. Rabbini, bir an olsun hatırından çıkarmaz. 
 
Akıllı kim, zengin kim? 
 
Bir gün de; 
- Akıllı insan kime denir efendim? diye sordular bu zata. 
 
Cevabında; 
- Akıllı insan, dünyadan soğumuştur, buyurdu. Her zaman ahiret hazırlığı içindedir. 
 
- Zeki kimdir efendim? 
- Zeki insan, dünya malına rağbet etmez. Dünyanın geçici zevklerine aldanmaz. 
 
- Ya zengin efendim? 
- Zengin, rızkına kanaat eden ve başkasının malına göz dikmeyendir, buyurdu.
   |