Yahya Kaptan "rahmetullahi aleyh", Enez toprağını nurlandıran bir büyük zattır.
Bir gün, bir genç bu zata gelerek;
- Efendim, çok günah işliyorum. Ne yapayım? diye sordu.
Mübarek zat, cevaben;
- Günah ateştir, buyurdu.
Delikanlı boynunu büktü:
- Biliyorum efendim, ama vazgeçemiyorum.
Büyük Veli, ona şefkatle bakıp;
- Ama ölüm var, buyurdu.
Genç irkildi:
- Ölüm mü dediniz efendim?!
- Evet ya, ölüm!
- Ama ben henüz gencim hocam.
- Ecel, genç ihtiyar tanır mı oğlum? Dedelerin şimdi nerdeler?
- Hepsi öldü efendim.
- Sen de öleceksin, buyurdu. Belki de çok yakında.
Genç, duygulandı bu sözlerden.
Ve hiç günah işleyemez oldu artık.
Kim gözünü kapatırsa
Bir gün de sohbetinde;
- Kim, bir haram karşısında gözünü kapatırsa, Cenâb-ı Hak onun gönlünü imanla doldurur, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Bugün gülerek günah işleyenler, yarın ağlayarak Cehenneme girerler.
Sordular:
- Ya tövbe ederse efendim?
- Günahına tövbe eden, hiç yapmamış gibidir.
En mühim iş
Bir gün de sevdikleriyle sohbet ediyordu ki;
- Efendim, bir Müslüman için en mühim iş nedir? diye sordular bu zata.
Mübarek zat cevaben;
- İslamiyet’i öğrenmektir, buyurdu.
- Ya ibadet? dediler.
Buyurdu ki:
- Önce ilim. Bilmeden ibadet olmaz çünkü. Cahil sofu, şeytanın maskarasıdır.
Ve ekledi:
- Unutmayın. Bir saat ilim öğrenmek, bir sene nafile ibadet etmekten faziletlidir.
Sordular yine:
- Kalb nasıl temizlenir efendim?
- “Allah dostları”nın sohbetiyle.
- Peki, onlar yoksa hocam?
- Onların kitabını okumakla. Büyüklerimiz; “Kitap okumak, sohbetin yarısıdır” buyurmuşlardır.
|