Afyonkarahisar’da yaşayan Velilerden Hacım Sultan "rahmetullahi aleyh", Bir günkü sohbetinde; 
- Farzları ve haramları öğrenmek, kadınlara da erkeklere de “Farz”dır, buyurdu. Öğrenmeyen günaha girer. 
 
Sordular: 
- Bilmemek özür olmaz mı efendim? 
 
- Hayır, buyurdu. Bilmemek özür değil, suç olur, günah olur. Hatta öğrenmeye ehemmiyet vermezse, küfre bile girebilir mâzallah. 
 
- Küfre mi girer efendim, neden? 
- Çünkü İslamiyet’i öğrenmemizi Allahü teâlâ emrediyor. Onun emrine önem vermemekse imanı giderir. Allah korusun. 
 
Şöyle bitirdi: 
- Yani İslamiyet’i bilmemek, ya “haram”dır ya da “küfür”. 
 
Şükür nasıl olur? 
 
Bir gün de; 
- Kardeşlerim, İslamiyet’in her emri ve her yasağı, biz kullar için büyük nimettir, buyurdu. Bu nimete şükretmemiz gerekir. Yoksa çıkar elimizden. 
 
Sordular: 
- Şükür nasıl olur efendim? 
- Emirlerin şükrü, o emirleri yapmakla, haramların şükrü ise onları terk etmekle yapılır. Kısacası şükretmek, İslam’a uymakla olur ancak. 
 
Sohbet nedir? 
 
Bir gün de; 
- Sohbet nedir efendim? diye sordular bu zata. 
 
Cevabında; 
- Sohbet, hiç konuşulmasa da, bir “Allah adamı”yla bir müddet beraber bulunmaktır, buyurdu. 
 
Ve ekledi: 
- Mesela bir İslam aliminin huzur ve sohbetinde bir saat bulunmak, yediyüz sene nafile ibadet yapmaktan hayırlıdır. Nitekim hadis-i şerifte; “Kırk gün içinde bir ilim meclisinde bulunmayan kişinin kalbi kararır ve o kimse günah işlemeye başlar” buyuruldu. 
 
Sordular: 
- Hikmeti ne efendim? 
 
Buyurdu ki: 
- İlim, kalbe hayat verir çünkü. Kalbin gıdası ilimdir, sohbettir, ibadettir, İslamiyet’i öğrenmektir. Gıdası verilmezse, o kalb kararır, paslanır. Kalb kararınca da, günah işlemek kolay olur.
   |