Türkistan Evliyasından Hakim Süleyman Ata hazretlerine "rahmetullahi aleyh", “Yalan konuşmak”tan sordular bir gün. 
 
Cevabında; 
- Allah indinde en büyük hata, yalan konuşmaktır, buyurdu. 
 
Başka gün sordular. 
- “Yalancı” ile “cimri” Cehenneme girer. Ama hangisini daha derine atarlar, onu bilemem, buyurdu. 
 
Bir gün de buyurdu ki: 
- İçi dışına, sözü işine uymamak, nifaktandır. Nifakın temeli ise “Yalan”dır. 
 
Bir gün de; 
- Eshab-ı kiram indinde yalandan daha kötü bir şey yoktu, buyurdu. 
 
- Neden efendim? dediler. 
 
- Çünkü onlar, “yalan” ile “iman”ın bir arada bulunamayacağını bilirlerdi, buyurdu. 
 
Hakiki sevgi nasıldır? 
 
Bir gün de; 
- Efendim, gerçek sevgi nasıl belli olur? diye sordular bu zata. 
 
Cevaben; 
- Üç şeyle belli olur, buyurdu. Birincisi, seven, sevdiğinin sözünü, başkasının sözüne tercih eder. İkincisi, sevdiğinin yanında bulunmayı, başkalarının yanında bulunmaktan üstün tutar. 
 
Sordular: 
- Üçüncüsü nedir efendim? 
 
- Üçüncüsü de sevdiğinin kendisinden razı olmasını, başkalarının razı olmasından çok daha kıymetli bilir, buyurdu. 
 
Sıkıntı nimettir 
 
Bir gün de, sevdiklerine; 
- Bu dünyada dert ve elem çekmenin çok faydaları vardır, buyurdu. 
 
Sordular: 
- Ne faydası var efendim? 
 
- Açlık çekmeyen, yemeğin lezzetini anlayabilir mi? diye sordu onlara. 
- Anlayamaz efendim, dediler. 
 
- Acı çekmeyen, rahatlığın kıymetini bilebilir mi? 
- Bilemez efendim. 
 
- Hasta olmayan da, sıhhatin kıymetini bilemez, değil mi? 
- Evet efendim. 
 
- İşte bunun gibi bu dünyada, birkaç gün dert ve elem çekilmeseydi, Cennetin sonsuz lezzetlerinin kıymeti anlaşılmaz, ebedi sıhhat ve afiyet nimetinin kıymeti bilinemezdi.
   |