| Hindistan Evliyasından Fethullah Evdehi hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” huzuruna, bir gün sevdiklerinden biri geldi. Ancak neşesizdi adam. Mübarek zat onu böyle görünce sordu:
 - Hayrola kardeşim, neşesizsin bugün.
 - Evet efendim. Hiç neşem yok.
 
 - Niçin? Bir derdin mi var yoksa?
 - Dünya sıkıntısı hocam. Biri bitip öteki başlıyor işte.
 
 Ona sevgiyle baktı ve;
 - Sıkıntın dünyalıksa, dert etme, buyurdu. Çünkü Allahü teâlâ bize öyle bir nimet vermiş ki, dünyanın bütün sıkıntıları toplanıp bize gelse, hiç kalır bu nimet yanında.
 
 Ve izah etti:
 - Hani insanın alnına bir sinek konar ya, elini kaldırsan uçup gidecek. İşte dünyanın bütün sıkıntıları, kavuştuğumuz nimet yanında o sinek gibidir aynen.
 
 İyice merak etti:
 - O hangi nimet ki efendim?
 
 - İman nimetidir, buyurdu. Dünyada “Ehl-i sünnet alimleri”nin bildirdiği gibi inanmaktan daha kıymetli bir nimet yoktur ve olamaz.
 
 Adamcağız memnun olmuştu.
 
 Allah beni seviyor mu?
 
 Bir gün de bir kimse bu zata gelerek;
 - Efendim, ben bir şeyi daha merak ediyorum, diye arzetti.
 
 Büyük veli sordu:
 - Hayrola, nedir merak ettiğin kardeşim?
 
 - Acaba Allah beni seviyor mu? Bunu çok merak ediyorum.
 - Peki, sen Allah’ı seviyor musun kardeşim?
 
 - Vallahi seviyorum hocam.
 - Öyleyse merak etme. Sen Allah’ı seviyorsan, mutlaka Allah da seni seviyordur.
 
 Adam çok sevindi:
 - Sahi mi efendim, seviyor mudur?
 - Elbette. Allah seni sevmese, sen Onu sevemezsin ki. Sevgi yukardan gelir çünkü.
 
 Ve izah etti:
 - Baba evladını sevmezse, evlat onu sevemez. Hoca talebesini sevmezse, talebe hocasını sevemez. Kocası sevmezse, kadın onu sevemez. Bu, hep böyledir.
 
 |