| İstanbul’da yetişen Velilerden Mahruk Efendi “rahmetullahi aleyh”, bir gün, birkaç sevdiğine;- Kardeşlerim, dünyada rahatlık aramayın! buyurdu. Çünkü yoktur. Olmayan bir şeyi aramış olursunuz. Rahat ve neşe, öldükten sonra, Cennette olacak inşallah.
 
 - Geçici de olsa, az bir huzura nasıl kavuşulur efendim? dediler.
 - Kendini sevmemekle, buyurdu.
 
 Ve daha açıkladı:
 - Kendinizi severseniz, sizi kimse sevmez. Dolayısıyla huzurunuz da olmaz. Kendinizi sevmezseniz, o zaman başkalarını seversiniz. Onlar da sizi sever. Huzurlu olursunuz.
 
 Namaza alıştırın!
 
 Sohbetin devamında;
 - Çocuklarınıza önce İslamiyet’i öğretin. Namaza alıştırın, buyurdu.
 
 Ve ekledi:
 - Evladına Allah’ı, Peygamberi anlatmayan, Kur’an-ı kerim’i, namazı öğretmeyen bir baba, dünyanın en merhametsiz babasıdır.
 
 Ve sordu onlara:
 - Size en merhametsiz anneyi de söyleyeyim mi?
 
 - Buyurun efendim, dediler
 
 - Evladına İslamiyet’i öğretmeyen ve namaz kılmadığına göz yuman anne, en merhametsiz annedir.
 
 Merhametin ölçüsü
 
 Şöyle devam etti:
 - Halbuki anne baba ne kadar merhametliyse, evladına o kadar dinini öğretir, ibadete alıştırır. Merhametsizse, o kadar dünyayı öğretir ve ahireti unutturur.
 
 Sordular:
 - Merhametin ölçüsü bu mudur yani?
 
 - Evet. Kaldı ki o evlat her ibadet yaptığında, anne-babasına da bir misli sevap yazılır.
 
 Şöyle bitirdi:
 - Bir fidan, ya büyüyüp meyve verir, yahut kuruyup odun olur. Siz “Meyve” mi yetiştiriyorsunuz, yoksa sobada yanacak “Odun” mu? Bunu düşünün evvela!
 
 |