Hindistan Evliyasından Seyyid Celal Buhari hazretleri ”rahmetullahi aleyh“, bir gün "Küfür" hakkında sohbet ederken; 
- Kardeşlerim, şeytan, Allahü teâlânın, Adem aleyhisselama karşı secde emrini yapmadığı için kâfir olmadı, buyurdu. 
 
Merak ettiler. 
- Ya niçin kâfir oldu efendim? 
 
- Cenâb-ı Hakkın bu emrini "beğenmediği" için, yani, "Bu emir yanlış, ben bu adama secde etmem" dediği için kâfir oldu. 
 
Sordular: 
- Allahü teâlânın emrini dinlemeyenler küfre girmezler mi yani efendim? 
 
- "Emri beğendiği" halde, nefsine uyup günah işleyen ve günaha girdiğine "üzülen" kimse, küfre girmez, buyurdu. 
 
Ve ilave etti: 
- Ama emri beğenmeyerek; -hâşâ- "Bu yanlış, böyle emir olur mu?" diyen bir Müslümanın imanı gider. 
 
Din nasıl öğrenilir? 
 
Bir gün de sohbetinde; 
- Rastgele kimselerden, rastgele kitaplardan din öğrenilmez, buyurdu. 
 
Ve ekledi: 
- İnsan, hasta olunca, bakkala, kasaba gitmiyor değil mi? Hatta rastgele bir doktora da gitmiyor. Bir çok yerlere sorup, sonunda tecrübeli, mütehassıs bir doktora gidiyor, öyle değil mi? 
 
- Evet efendim, dediler. 
 
- İşte "Dinini öğrenmek", sıhhatini korumaktan daha mühimdir, buyurdu. Öyleyse İslamiyet’i öğrenmek için de rastgele adama gitmemeli, rastgele kitabı okumamalıdır. 
 
Sordular: 
- Peki din nereden öğrenilir efendim? 
- "Ehl-i sünnet alimleri"ne sorarak veya "onların kitaplarını" okuyarak öğrenilir. 
 
Sohbet nedir? 
 
Bir gün de bazı dostları; 
- Efendim, sohbet nedir? Hangi tür konuşmalar sohbet sayılır? diye sordular. 
 
Cevabında; 
- "Sohbet", İslam alimlerinin kitaplarından okumak veya onların sözlerini nakletmektir, sohbet böyle olur, buyurdu. 
 
Ve ekledi: 
- Eğer kendinden anlatır, kafasından söylerse on para etmez. Buna sohbet de denmez zaten.
   |