| Büyük âlim ve Veli seyyid Ahmet Mekki Efendi “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir sohbetinde;
 - Resulullah efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” kimseden bir şey okumamış, öğrenmemiş, hiç yazı yazmamış iken, Tevratta ve İncilde ve bütün başka kitaplarda yazılı şeyleri bildirmiştir, buyurdu.
 
 Sordular:
 - Efendimizin “aleyhisselam” en büyük mucizesi neydi?
 
 - Kur’an-ı kerimdir. Altıbinikiyüzotuzaltı âyetinden biri gibi söyleyemezsiniz diye meydan okuduğu halde, hiç kimse, bindörtyüz küsur seneden beri, dünyanın her tarafında bütün İslam düşmanları el ele vererek, mallar, servetler dökerek uğraştıkları halde, söyleyemedi.
 
 - Şimdi de söyleyemiyorlar efendim.
 - Evet. Şimdi de, milyonlar dökerek ve bütün güçlerini kullanarak, çalıştıkları halde söyleyemiyorlar.
 
 - Halbuki o zaman arablarda şiir ve edebiyat galiba çok ileriymiş, öyle mi efendim?
 - Evet. Böyle olduğu halde, Kur’an-ı kerim karşısında, bir şey söyleyemediler. Çokları insafa gelip Müslüman oldu.
 
 - Ya inanmayanlar efendim?
 - İman etmeyenler de, İslamiyet’in yayılmasını önlemek için, dövüşmeye mecbur oldular.
 
 Zekatı verilmeyen mallar
 
 Bir gün de zekattan sordular bu zata.
 - Zekat vermek, Kur’an-ı kerimin otuziki yerinde, namazla birlikte emredilmektedir, buyurdu.
 
 Ve misal verdi:
 - Mesela bir âyet-i kerimede mealen; (Malı ve parayı biriktirip, zekatını Müslüman fakirlerine vermeyenlere çok acı azabı müjdele!) buyuruluyor.
 
 Ve ilave etti:
 - Bir âyet-i kerimede de mealen; (Zekatı verilmeyen mallar, paralar, Cehennem ateşinde kızdırılıp, sahiplerinin alınlarına, böğürlerine, sırtlarına mühür basar gibi bastırılacaktır) buyuruldu.
 
 Şöyle bitirdi:
 - Büyüklerimiz; “Ey mağrur zengin! Dünyanın çabuk geçip, gidici malı, parası seni aldatmasın! Bunlar, senden önce, başkalarının idi. Senden sonra da başkasının olacak. Cehennemin şiddetli azabını düşün! Zekatını ayırıp vermediğin o mal, uşrunu vermediğin o buğday, hakikatte zehirdir” buyuruyorlar.
 
 |