Ebu Bekr bin Hüvara hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Irak’ta yetiÅŸen Velilerdendir.
Gençlik senelerinde haramilik yapar, insanların yolunu keserdi.
Arkadaşları vardı yanında.
O, hepsinin reisiydi.
Bir gece, çetesiyle tenhada gidiyordu ki, bir kadının, kocasına; “Korkuyorum, ÅŸimdi İbni Hüvara gelip bizi yakalar” dediÄŸini iÅŸitti.
Ardından bir nida duydu.
Gaibten geliyordu bu ses.
- Ey ibni Hüvara! Allah’tan korkma zamanı gelmedi mi? diye nida ediliyordu kendisine.
Bu ses, tesir etti kalbine.
O anda tövbe etti
AÄŸlayarak;
“Bu nasıl iÅŸ ki, insanlar benden korkuyor, ben ise Rabbimden korkmuyorum” dedi kendi kendine.
O anda tövbe edip hak yola yöneldi.
Hatta çalışıp Allah’a giden yolda yükselmeye baÅŸladı.
Ve kısa zaman içinde Evliya arasına girdi.
Bir gece Resulullahı “aleyhisselam” gördü rüyasında.
Yanında Ebu Bekr-i Sıddîk da vardı.
Resulullah efendimize “aleyhisselam” edeble yaklaÅŸarak;
- Bana, hırka giydirir misiniz, diye arzetti.
Senin üstadın Odur
Efendimiz “aleyhisselam”, hazret-i Ebu Bekri “radıyallahü anh” gösterip;
- Senin üstadın Odur, ona git! buyurdu.
Sonra da hazret-i Sıddîk’a dönerek;
- Ya Eba Bekr, adaşın Ebu Bekre hırka ve takke giydir! buyurdu.
O da ifa etti bu emri.
İbni Hüvara hazretleri uyanınca hırka ve takkeyi üzerinde buldu.
O gün Irak semalarında;
- Ebu Bekr bin Hüvara, Allah’a yakın olan Evliyadan olmuÅŸtur! Nidası duyuldu.
O günden sonra insanlar Ona yöneldiler.
Rical-i gayb denilen Veliler “rahmetullahi aleyhim” Ona gelir, huzurunda edeble oturup sohbetini dinlerlerdi.
O sohbet ederken bir nur yayılır, o nurla koca şehir aydınlanırdı.
|