Bayezid-i Bistami hazretleri “kuddise sirruh”, en büyük âlim ve evliyalardandır.
Annesi anlatıyor:
Ben ona hamileyken, ÅŸüpheli bir lokma yiyemezdim.
Yiyecek olsam, karnımda vurup ikaz ederdi hemen.
Kendi kendime;
“Bu, ilerde büyük zat olur”, diyordum.
Cafer-i Sadık hazretlerinden kırk yıl sonra doÄŸmuÅŸ, üveysi olarak talebesi olmuÅŸtu.
Yani görmeden feyz almış, o büyük Veli’nin kalbindeki nurlar, hazret-i Bayezid’in kalbine akmıştı.
O da bu nurları Ebül Hasen-i Harkani hazretlerine aksettirdi.
O, ilahi bir aÅŸka tutulmuÅŸ, Allah’tan baÅŸka her ÅŸeyi unutmuÅŸtu.
Tam yüzonüç âlimden feyz aldı.
Tasavvufta, çok yüksek makama ulaÅŸtı.
GöÄŸüs kemikleri gıcırdardı
Allahü teâlâdan çok korkardı.
Öyle ki, bu korkunun ÅŸiddetinden göÄŸsünün kemikleri gıcırdar, yanında olanlar iÅŸitirlerdi bu sesi.
Hocalarına edebi fevkaladeydi.
Åžöyle ki;
Ölmeden vasiyet etmiÅŸ;
- Ölürsem, beni hocamın yanına defnedin. Lakin benim kabrimi daha derin kazın ki, benim bedenim, hocamınkinden altta bulunsun demiÅŸtir.
Kim kimi severse...
Bir gün de;
- Efendim, Cennete girmenin yolu nedir? diye sordular bu zata.
Cevaben;
- Dünyada camide buluÅŸanlar, öbür tarafta Cennetde buluÅŸacaklardır, buyurdu.
Sordular:
- Ya dünyada ahlaksız yerlerde buluÅŸanlar efendim?
- Onlar da Cehennemde buluÅŸurlar tabii ki. Çünkü kim kimi severse, onunla beraber olur. Bu, bir yolculuktur.
Åžöyle bitirdi:
- Asıl iÅŸ, büyüklerin vasıtasına binebilmektir. Onlarla birlikte olanlar zararlı çıkmazlar.
|