Ömer bin Abdülaziz hazretleri “rahmetullahi aleyh” halife olduÄŸunda, memleketin her yanına huzur ve refah yayıldı.
Herkes memnundu Halifeden.
TeÅŸekkür borçluydular kendisine.
Nitekim bir gün, huzuruna bir heyet geldi memleketin ücra bir köÅŸesinden.
Onları kabul edip içeri aldı.
Heyette, gençler de vardı, yaÅŸlılarda.
Ama hepsinden önce genç birisi konuÅŸmaya baÅŸlayınca, Halife ikaz etti kendisini:
- Ey genç, sen dur da önce yaÅŸlılar konuÅŸsun, buyurdu.
Ancak delikanlı korkusuzdu.
Niçin öyle diyorsunuz?
Emindi kendinden.
- Ey Halife! Niçin öyle diyorsunuz? dedi. İş, yaÅŸa göre midir? Baksanıza sizden daha yaÅŸlılar varken, siz sultan olmuÅŸsunuz.
Halife şaşırdı bu cevaba.
Bu genç, ne isteyecek acaba diye merak etti:
V o ona dönerek;
- Pekâlâ, konuÅŸ bakalım, buyurdu. Nedir bizden istediÄŸin?
TeÅŸekkür heyetiyiz
Genç tane tane konuÅŸtu:
- Biz sizden hiçbir ÅŸey istemiyoruz. Çünkü bolluk içinde yaşıyoruz hepimiz. Lütuf ve ihsanınız o kadar fazla ki, bize bile ulaÅŸmıştır. Bunu kimse inkâr edemez.
Åžöyle devam etti:
- Ayrıca, ÅŸunu da arz edeyim ki, sizden bir endiÅŸemiz ve korkumuz da yoktur bizim. Çünkü adaletin, bizi bu korkudan emin kılmıştır.
Halife memnun olmuÅŸtu.
Sevdi bu genci.
Ve sordu ona:
- Peki, niçin geldiniz öyleyse?
- Biz, teÅŸekkür heyetiyiz efendim. Zat-ı alinize bir teÅŸekkür edip, geri döneceÄŸiz.
|