Abdülvehhab-ı Åžarani hazretleri “rahmetullahi aleyh” zamanında Sa’düddin Sanadidi adında meÅŸhur biri vardı.
Ama sevmiyordu bu büyük Veli’yi.
Hakkında uydurulan asılsız sözlere aldanıp su-i zanda bulunurdu.
O zamanlar Tanta’da, senede bir defa mevlid cemiyeti düzenlenirdi.
Seyyid Ahmed Bedevi hazretlerinin kabri başında.
Bir çok memleketlerden sevenleri akın akın gelir, katılırlardı bu cemiyete.
İmam-ı Şarani hazretleri de gelenler arasındaydı.
Onu kötü olarak bilen o kiÅŸi, Onun gelmesini iyi karşılamadı.
- O, ÅŸöyle ÅŸöyle biridir. Bu kutsal cemiyette Onun ne iÅŸi var? diyordu.
O gece Resulullahı “aleyhisselam” gördü rüyasında.
Yanında İmam-ı Şarani hazretleri de vardı.
Anladı hatasını
Ve Efendimiz “aleyhisselam”, bu zatı baÄŸrına basmış, çok sevgi, ilgi ve iltifat gösteriyordu.
O, bu hali görünce, ÅŸaşırıp aklı gitti.
Resulün huzuruna gitmek istediyse de hiç ilgi görmedi.
Efendimiz “aleyhisselam” istemediler yanına gelmesini.
Tam o anda uyandı.
Anlamıştı hatasını.
Hemen koÅŸtu bu büyük Veli’nin huzuruna.
Talebesi olmakla ÅŸereflendi.
Vakit çok kıymetli
Bu zat, bir gün sevdiklerine;
- Vakit, çok kıymetlidir, buyurdu. Ömrünü boÅŸ ÅŸeylerle geçiren kiÅŸi, tarlaya tohum ekmeyen kimseye benzer ki, hasat zamanı elbette piÅŸman olur.
Ve ilave etti:
- Ölümü kendinize sevdirin. Nasıl olsa bir gün baÅŸa gelecek.
Tövbe et!
Bir gün de yanına bir genç geldi.
Nasihat istiyordu.
Mübarek zat, ona ÅŸefkatle bakıp;
- Evladım! Bir kimseden sana bir sıkıntı gelirse, bil ki, iÅŸlediÄŸin bir günahından dolayıdır, buyurdu. Tövbe et!
Ve ekledi:
- EÄŸer bir iyilik görürsen, bu da, iyi bir amelinin neticesidir. Åžükret!
|